bazen insanı çileden çıkaran huylardır. tabağa yemek koyarken tamam yeter dedikten sonra duyduğu halde iki kaşık daha yemek koyması. amacını bir türlü anlayamadım.
eve gelen temizlikçinin temizliğini beğenmeyip ellerinden malzemeleri kapıp temizliğe girişmeleri, bulaşık makinası ile kavga edip, fırına bağırmaları.
Klozet - lavabo ikilisini yeni temizlemesini müteakip, banyonun kapısını kapayıp; "kimse tuvalete, el yıkamaya girmesin" demesi.
Neden diye sorulduğunda hayatı tekrar sorgulamama neden olan o cümleyi kurması:
"Yeni temizledim, biraz temiz kalsın" demesi.
öğrenciyseniz ailenizden uzakta yaşıyorsanız nasihatlar yüzünden yandınız demektir. kapılarını kilitledinmi, yok anne ceyran yapsın diye açık bırakıyorum. ocağı kontrol ettinmi, hayır anne tüp kokusu hoşuma gidiyor.
Ne kadar plastik şişe, kutu varsa saklaması - yoğurt, dondurma kapları, kola şişeleri. Sen atmaktan bıkarsın o toplamaktan bıkmaz. Bir de kızar üstüne üstlük attığın zaman. Bir ton laf yersin. Ama kesin çözüm plastik her şeyi kırmak, parçalamak, göstermeden gizli gizli atmaktır. Sorduğunda da bir güzel salağa yatarsın sen saklıyorsun ben nereden bileyim diye.
haberleri izlerken 50 tane soru sorması.
kim ölmüş, kim yakalanmış ne dedi ve siz tüm bu sorularından bunalmış ya anne sen izlemiyor musun neden herşeyi bana soruyorsun dediğinizde de, öyle kafamı ağrıtamam ben sen izle bi zahmet özet geç annen değil miyim deyip bi de duygu sömürüsü yapması saf ayağına yatan tilki anne modeli sanıyorum.
sevdikleri diziyi izliyorken yanında bulunuyorsanız ısrarla size diziyi baştan sona anlatmaya çalışmaları, istemiyorum anlatma çığlıklarınıza aldırmamaları, sonunda az ilgileneyim kurtulayım mantığıyla bundan sonra ne olacak? bu kim? gibi sorular sormaya başladığınızda bir dizi izlettirmedin senle mi uğraşacağım diye sizi terslemeleri.