eşit davranmaya çalışsada eğer ilk ve tek oğlu şehir dışında okuyorsa senden kısar ona verir. ablanla kavgaya girersin sen haklısındır kendini ezdirmemenin gururu vardır lakin daha sonra annen seni küçük düşürür ablan karşında gülerek bakar ve sen hep azar yersin. sonra da en küçük olduğun için sana daha çok bakılmıştır ve büyüdüğün de annen baban onları daha az sevdiğini sana bakmaktan onlara vakit ayırmadığını söyler ilgi sendeyken bir bakarsın üniversitesiden gelen ablan hayatına burnunu sokar rolünü çalar evdeki hayırsız sen olursun en kötüsü de yanında seni koruyacak kimse olmaz baban zaten ilgilenmez bile işte ben bunları her gün yaşıyorum. yıkılmadım ezdirmem kendimi.
kabullenmesi zor gerçek. kimse annesine toz kondurmak istemez, anne ve babanın yaptığı her şeyi doğru kabul edip, yanlışlarını da yanlış diye kabul ederler. iyi de o işler öyle olmuyor. oturup mantıklı düşünmek lazım. Lakin çoğu insan anlamaz bunu. Boşa anlatmayın.
Anneler erkek evlatlarına bir nebze daha düşkün oluyorlar.
Aynı şekilde erkek çocuklar da anneye. Dünya bir yana annem bir yana. Elimde olsa ömrümün kalanını ona veririm hiç düşünmeden. Ketum bir yapım var gösteremem sevgimi ama her şeyim o benim.
Bizzat yaşadığım lanet olası bir gerçektir. Kimse olmadığını iddaa etmesin şu yaşıma geldim hiç bir zaman annemin gözünde abim kadar değerli olamadım artık olamamda zaten. Her zaman ilk gözden çıkarılan ben oldum. Neyse siktiredin.
yaşadığım gerçektir. evin günah keçisiyim resmen, yaptığım bir kısım hatalar var tamam ama hayırsız evlat en çok sevilendir. anneler ve de özellikle babalar tarafından. üstüne üstlük aşırı sevgi ve ilgi gördüğü için laf eder bağırır çağırır anneye. rahat bırakın beni diye...
beni sallayan yok, bu yaşıma gelmeme rağmen halen yapılan tek şey var. hadi geç oldu git yat rapor, bilgisayırın karşısında ağaç kesildin, kalk iki yürü dışarı çık derler hatta kovalarlar. tabii ki benim iyiliğimi düşündüğü noktalar var da ben istemiyorum arkadaş dışarı çıkmayı. zorlamayın yahu zorla güzellik olmaz.
velhasıl-ı kelam annelerin yaptığı ayrım yadsınamaz bir gerçek.
annelerin istemeyerekte olsa yaptığıdır. genellikle bu ayrımda büyük olan çocuk haksızlığa uğrar, küçük olan şanslı taraftadır. çünkü anne büyük olandan kazandığı tecrübeleriyle küçük olana davranır. örneğin büyük olanın lisedeki notları çok düşüktür ama buna rağmen üniversiteye giriş sınavında başarılı olmuştur. anne geleceği göremediğinden lisedeki notları düşük olan büyük oğluna hep kızmış, büyük olan çocuk zor anlar yaşamıştır. fakat küçük olan çocuğun lisedeki notları düşük olsa da anne kızacak mıdır? hayır. çünkü elinde bir delil vardır. lisedeki notları düşük olan insanlar iyi bir üniversiteye yerleşebilir delili. velhasıl yeni doğacak çocuklara tavsiyem ailenin küçük çocuğu olarak doğmalarıdır yoksa bu ayrımda şansız olan tarafta yer alacaklardır.
ayrım denemese de, algıda seçicilik denebilecek durumdur. herkesi tam olarak eşit seviyede sevmek mümkün değildir, ama abartıp tek bir çocuğa yoğunlaşmak da yanlıştır. maalesef bunu yapan anneler vardır, tek bi çocukları varmışçasına hep ona yedirirler de yedirirler.
erkek dürüst namuslu babasından 5 kuruş para almadan geçinmeye çalışan hayatnda hiç yalan söylememiş birisi ve öğrenci.
kız hemşire .özel bi hastanede görev yapıyo ek nöbetlere kalıyo vs vs aylık 5 milyar para kazanıyor.şımarık onun bunun altından kalkmıyo.
kızın orospu oldugu babasının kulagına kadar geldi fakat annesi ne yaptı ne etti babasına kızını temiz gösterdi temiz derken yaptıgı orospulukların dogru ama akli dengesinin yerinde olmadıgını belirtti vs vs kızın yemedigi bok kalmadı hala anasının baş tacı.alkol sigara herşey var karıda.
oğlan sigaraya başladı annesi bunu öğrendi evlatlıktan reddediyodu bildigin.
demem o ki denegeyi kuramıcaksan anne baba olmucaksın.
şimdi de karı :kocasının aklına girip tüm mal varlıgını kızın üzerine yaptrcak eeh kız yedirri artık pezevenglerine.bizim zavallı oğlan da bizde kıza deger verilir diyerek kendisini kandırıyor naparsın.
herkes anne baba olmamalı buna bi çare bulunmalı en başta.
gözdağımı dinlediğinize göre şimdi bizim evi anlatıyorum.
benden 6 yaş büyük bir ablam var. zaten sürekli gruplaşarak bir 'aile' olmuştuk. beni babam, ablamı annem doğurmuştu. babam ile ablam arasınde küçüklüğümden beri hep bir sorun vardı, çözülmeyen, çözülemeyen. onun ergenlik döneminde ben 5 yaşında bir mini idim. ablam bir gün babam yüzünden ağladığında bana şunu demişti 'baban seni seviyor, onu sev. bana hiç böyle davranmadı, istediğin her şeyi yapıyor, senin için dünyayı vermeye hazır. bak bir şey diyeceğim ama o küçük kafanla anlayacak mısın bilmiyorum. bir kız için babasından gelen temas, sevgi, güzel bir söz -her şey- onun ileride erkek arkadaşıyla, kocasıyla olan ilişkisini de bilirler. babam sana bu teması hep verdiğinden erkeklerle daha iyi anlaşabilen bir kızsın, yeterince şımarıksın!'
o bunları söylediğinde babamı sevsem bile nefret edesim gelmişti, yaptığı ayrımcılık yüzünden. 'onu da sev, beni sevme onu sev' diyesim gelmişti. ama onu seven yeterince biri vardı. annem! annemin gözünde evde hep ezilen, yeterince sevgi görmeyen ablam ilah konumundaydı. ben pek sevilmiyordum onun tarafından.
bir gün babam öldü, ablam ağlamadı ama onu toprağa gömen ablamdı.
babam öldükten sonra çok yalnız kaldığımı hissettim evde. üniversitemi evime en yakın olanından kazandım. eve çıkmak istiyorum. insanlar gülüyorlar. neden eve çıkmak ister insan aynı şehirdeyken diye. bu zaten kimseyi ilgilendirmez, bunun açıklaması gerçeği şu, annenin evlatları arasında ayrım yaptığı gerçeği değişmez. çocukluğumdan beri anneme söylediğim bir söz vardı -ablam arada dalga geçer-
'' ona annem diyosun, bana demiyorsun ''
babam öldükten bir süre sonra bu gerçeğin bizzat gerçekliğini yine gerçek kişinin ağzından duydum.
- mojoyu' da severim ama ablası bir başkadır..
içinde bulunduğum tek durum şu sadece, babam öldükten sonra:
yalnızım. -dinlediğiniz için teşekkürler-
edit: anne lütfen sus! 5 parmağın 4'ü bir sende, farklı olan parmağını diğer kızın yapmışsın zaten. bu sözü kullanma! hangisini kessen aynı acıda acır deme bana!
büyük evlat ve küçük evlat arasında ayrım yapılır. Hele ki büyük olan daha yapılı, küçük olan çelimsizse. Çok başıma gelen bir durumdur. Salak kardeşime dokunduğum an ağladığı için annemden yemediğim azar kalmamıştır. Şu an kendisine (kardeşime yani) saygıyla sövüyorum.
hiç bir zaman kabul etmedikleri fakat yaptıkları ayrımdır. özellikle son çocuğa yapılan ayrım bariz bellidir. bir de son çocuk iki kızdan sonra gelen erkekse o zaman daha çok belli olur. bu benim üniversiteyi dışarıda okuma sebebimdir.
daima daha çok para kazanan, daha başarılı olan çocuğa yalakalık yaparlar. sürekli çalışın bana bakın mesajları verirler ama hayatınızı burnunuzdan getirmeye, bağırmaya, yemek yerken sizi tiksindirmeye, sizi sinir etmeye devam ederler.