bugün yaptığım şeydir. kendisi hatırlattı sağ olsun ama kuru bir doğum günün kutlu olsundan daha fazlasını hak ettiği kesindi. yaz okulundan sonra memlekete dönmeyip direk yazlığa geçtiğim için de sitemlerini iletti.
- unuttum, ne yapayım ya.
+ birşey yapma tabi taa ayvalık'lardan ne yapıcaksın ki. neyse kapatıyorum hadi iyi geceler.
asla "unuttum, ne yapayım ya" gibi bir karşılık verilmemesi gereken bir konudur. küçük şeylerdir fakat mutlu eder anne adını verdiğimiz kucak dolusu şefkati.
eğer annenizin doğduğu toplumda doğum günlerini 1 ocak yazdırmak gibi takıntılı bir adet varsa unutmanızın zor olacağı durumdur. yılbaşında sarhoşken unutursanız ancak öyle.
birde unutmayıp durumu eşitlemek vardır ki nefistir.
-doğum günümüde kutlama zaten! hıh!
-SEN BENiMKiNi KUTLADIN MI HA? söyle! kutladın mı!? unuttum mu sanıyosun kadın!? unutmadım. bilerek kutlamadım. oh olsun sana oh oh oh !
bizi doğurup büyüten ve asla bizim doğduğumuz günü kuru bir öpücükle geçiştirmeyen, zamanında doğum günlerimizde bize pastalar börekler yapıp, hediyeler alıp arkadaşlarımızı eve çağırıp eğlenmemizi sağlayan, biz mutlu olalım diye saçını süpürge eden varlığa hiç yapılmaması gereken bir harekettir.
hep unutulur genelde, evet. ama annedir o, çaktırmaz unuttuğunuzu. siz ayıbınızı örtmek için türlü türlü bahaneler bulursunuz. yaşını başını aldın, neyini kutlayalım falan dersiniz gülüp. hüzün taşar gözlerinden. ama güler o da sizinle, üzerine sarılır bi de. bu kadar mı öküzüm lan dersiniz onun affediciliği karşısında. yazıktır, unutulmaması gereken ender şeylerdendir halbuki.
bir de bunun bilerek unutma durumu vardır ki çocukça, salakçadır. anneye küsülür, bütün bir gün gözlerine bakılmaz, içinizden '' canım annem, iyi ki doğdun'' diyerek boynuna sarılmak istersiniz ama küssünüzdür bir kere. hem çocuk, hem salaksınızdır. akşamı geçeli çok olmuş, takvim üzerinde doğum günü bitmek üzeredir ki dayanamaz kutlarsınız. **
2 ay önce işlediğim halt. o gün sıcak havalardan bunalıp kuzenlerimize gitmeye karar vermiştim bir de üstüne. ulan sanki başka gün kalmamış, 365 gün içinden gider en beterini bulurum. ben evden çıkmadan önce anneme haber veriyorum ciddi ciddi gidiyorum ben diye. neyse bindim minibüse, yolun yarısından çoğunu geçmişim tam o sırada annem aradı. diyalog şöyle
>alo nerdesin?
+minibüsteyim anne gidiyorum işte.
>gerçekten gidiyo musun?
+evet yoldayım.
>bugün ayın kaçı?
+bilmem kaçı? 20si mi?
telefon kapanır.
içses: oha annemin doğum günü bugün!! ayın 21iymiş!!
derhal minibüsten inilir. ama ıssız bir yerdesin. sanayi sitesinin önünden minibüs otobüsü bırak adam gibi araba bile dönmez bizim evin istikametine doğru. 1500 m kadar kuzeye yürüdükten sonra bir minibüs bulunur ve eve dönülür.
içses: ee, lan geldik de napcaz şimdi? kadın anladı unuttuğumuzu, iyice batırmayalım bari. bir çicek pasta falan alalım. babam da hiç söylemedi ya insan hatırlatır, kendi neler almıştır allah bilir. yanımda neler var bakim bari. bir adet ek kart, 20 milyon, paso. pasoya yeni para yükledim ama pasoyla çiçek mi alcam ya?! dur bari kuzeni arayalım da yarın geliyorum diyim. kontör kalmadı ya. allah kahretmesin sışayım bulunduğum duruma. annem de kesin eve gelmiştir, saat 7 oldu. kontör almaya gidiyim bari. bütün nakit parayı bayılcaz artık ki o hızla kuzen arayabileyim. kuzeni aramazsam heyecan yapıp evi falan aramaya kalkar bu salak bi de onla uğraşamam. adam da 10 dkdır yükleyemedi. ben de arada çiçek işini hallediyim.
neyse,
çiçek alınır. çiçekçi abi sağolsun 2-3 gül de kendi koymuştur. o hızla bir pastaneye girilir. bir tane de pasta ve mum alınır. birden telefon akla gelinir. aman tanrımdır. kontör hala yüklenmemiş. halbuki en az 30 dakika oldu. çiçekçi yüzünden, karttan çekemedi bi parayı. 10 defa fiş çıkarttı ahmak. allahım gidemem şimdi yine telefoncuya. 5 dakika daha geçti hala tık yok. neyse gidicez başka çare yok.
15 dakika sonra...
ya böyle iş mi olur kapıdan içeri girdim kontör yüklendi adam bizle telepati mi kuruyo lan?! pasta da elimde pestil oldu. neyse gidiyorum eve artık. çiçekler de dağılmış biraz...
-evin önünde-
oh be, kuzeni de aradım haber verdim. mumları yakıyım da annem şaşırsın biraz. babama da haber veriyim o açmasın kapıyı. zil çaldı mı kurbanlık dana gibi koşuyor adam. hem belki annem de unutur, olayın şoku falandı filandı derkene atlatırız. saat 9 olmuş ya yuh! hayır o değil annem üstüne meraklanıcak, daha da sıçıp sıvamadan kurtulalım şu işten.
-1 saat sonra-
iyi kurtulduk ya, ben çok daha kötüsünü bekliyodum. o kadar çok kızmadı. onun doğum gününü değil, tarihi hatırlamamam biraz teselli oldu. yoksa almıştım üçün birini.
2 hafta sonra not: ek kartım annemin üzerineymiş. yani annemin parasını harcayıp ona hediye aldım. bir de üstüne üstlük annem ay sonunda çiçekçi parayı 2 defa çekmiş dedi. gittim bi de o godik herifle uğraştım. 2-3 gül fazladan koydu diye 2 buket parası ve zamanımı çaldı. annem de buna rağmen onu çok sevdiğimi ve sırf sevdiğim için yaptığımı biliyor. valla çok matrak kadın. babam olsa hem ağzıma sışmıştı hem 2 hafta trip de atardı.bu da böyle bir anımdır