Ağlatır.
bir damla göz yaşına herkesi, her şeyi yakabileceğiniz o kutsal kadının ağlamasıdır...
her bir damlanın hesabını sormaya yemin edersiniz, sorarsınız da soracaksınızdır da...
tek tek, fitil fitil... acımadan.
dün oldu, birden.
aile dostu diye tabir edilen bir aileyi ağırlıyorduk, kızlarını üniversiteye kayıt ettirmiş dönüyorlardı, evlerine giden yolları üzerinde olduğumuz için bize uğramışlardı.
tebrikler edildi, bölüm, yurt ve ev muhabbetleri edildi. sıra derslerin başlayacağı zaman kızı bursadan ankaraya uğurlama faslında yaşanacaklara değinmeye gelmişti. evet duygusal anlar yaşanacağı aşikardı. annemin titreyen dudakları arasından şu cümleler dökülüverdi kucağına, odaya, bizlerin aklına, kalbine, göz pınarlarına.
''o zaman mersine no 5 i bırakmaya ben gitmedim, baba kız gittiler. otogarda bir şey yoktu gayet iyiydim, el salladım onlara. eve geldim, no 5 in pijamasını kokladım, ağladım, ağladım, o gece onlar oraya varana kadar ağladım.''
üstünden 8 yıl geçmişti, ilk kez duyuyordum. ağladım.
bu sabah annemin ağlama sesiyle uyandım, bu aralar yaşadıklarını yeni anlıyor ki ağlamaları arttı. Unutuyor bu hastalığın ona ağlamaları yüzünden geldiğini. çok üzülüyorum sözlük. o ağladıkça sanki bugün onunla son günümmüş gibi geliyor.
yüreğin en derinlerinde hissedilen acidir. yaşin kaç olduğu önemli değildir. yaşin kaç olursa olsun ister anne ol, ister baba anne ağlamasi insani etkisinde birakir ve kolay kolay çikmaz içimizden.