hangimizin annesi gözlerini devirmek suretiyle, söze ihtiyaç duymadan tehdit etmiyor ki oğlunu.
çoğu zaman bu bakışa misafirler varken maruz kalırız.
yaşımız kaç olursa olsun, eşşek kadar adam da olsak, bu bakış üzerimizdeyken çocukluğumuza döner korkarız.
misal:
+evden çıkıyorum, anne akşam geç geliriiimmm!!
-oğlum mehmet dayınlar yeni geldi otur yanlarında biraz.
+ya dayımlar yabancı mı?bir şey olm......
gördüğünüz gibi cümleyi bile tamamlayamadım yine o bakışı attı.
Daha bu gün karşı karşıya kaldığım lanet bakış.
-anne 20 tl varmı
+yok, ne yapacaksın 20 tlyi
-rimel alı... (işte o bakış) tamam tamam sonra alırım
+gel baş belası gel
-aylığımı alınca hemen vericem söz
****10 dk sonra*****
-anne bir 20 tl daha var mı
+(ve o bakış)
-yok mu neyse oje ve aseton kalsın
+al bir daha da gelme
Eve geldiğimiz zaman hala aynı ifade vardı yüzünde taki ben odama gidip aldıklarımı çekmeceye boşaltana kadar. Ki kadın hakkı bende az yüzsüz değilim bu konuda.
Biz üç kardeştik.
Ben,ortanca ve küçük.
"adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara.
boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek."
Oeh, o kadar değil de, bela üçlü olduğumuz doğru. Bir odanın altının üstüne gelme süresinin saniyelerle ölçüldüğü ayarsız ve umarsız yıllarımız...
Misafirlikte, akraba evinde, her yerde biz üçümüz, annem tek.
Şangır diye bir ses, karşılığında o bakış...
Aç mısın sorusuna, evet cevabı. Karşılığında o bakış...
Zigon sehpanın üzerindeki çayı topla devirme, karşılığında o bakış...
Biz üç kardeştik.
Ben,ortanca ve küçük.
"adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara."