Bir nevi sıra dayağıdır.
Birimiz bi hata yapmayıverelim,sular seller gibi coşup hızını alamıyor iyi mi?!
Eski defterler açılıyor. onbin yıl önceye dönülüyor.
sultanımız, önce birimiz ardından boy sırasına göre başlıyor giydirmeye...
- Olacak şey mi bu?!
- dur dur, sen de ordan sırıtma, iyi bir haltmış gibi!
- sen! hele sen! hiiiç konuşmaaa!
misal benim cocuklugum surekli iki ablami anneme ispiyonlayarak gecti sozluk.. annem onlari azarlasin beni daha cok sevsin diye.. ispiyonlayacak bir sey yapmadiklarinda da iftira atmaktan cekinmedim acikcasi.. tek umudum, onlar annem tarafindan azarlanirken kenardan seyredip biraz daha mutlu olmakti..
ama her nedense her girisimimde ben de giderdim okkanin altina.. annem ablalari azarladiktan sonra bana donup ya eski defterleri acip tekrar azarlardi ya da "sen utanmiyor musun ablalarini surekli sikayet etmeye.." diye yeni bir azar oturumu baslatirdi..
neyse.. zaten bende bi 12 sene falan boyle gidince biraktim ispiyonculugu.. cunku santajciligi kesfetmistim artik.. ispiyonculuk kadar keyifli ustelik daha karli bir isti.. hala da bos vakitlerimde ve elime firsat gectikce hobi olarak surduruyorum bu eylemi.. cok guzel bir sey... valla bak.
--o bilgisayarda geçirdiğin zamanı derslerine harcasaydın şimdi okul birincisi olmuştun!!!
(çocuğa fırça)
hemen peşine: ---sen zaten hiç karışma,ilgilenme çocuğunla, kalkmada o koltuktan, zaten ne işe yararsın ki?
(kocaya fırça)
Ve mütemadiyen her fırçanın son noktası: ---Allammmm bıktım artık, al canımı da kurtulayım Yarabbiiimmmm.... ( Yaradana isyan ) *
evlat ayrımı yapmayan anne eylemidir. bu sırada aklına, kocam mı, çocuklarım mı? sorusu gelir ve fırçalama faaliyetinden baba da nasibini alır. hayat müşterektir lahzından olsa gerek.
sırayla fırçalamanın en üst boyutu aynı cümle içinde bütün aile bireylerini fırçalamaktır.
-şu kardeşinin odasının haline bak ne bu dağınıklık aynı sana benzedi, ikiniz de babanıza çekmişiniz. *