pazarda annemle gezerken annem bir şey almak istiyor ve 1 lira için hatta bazen 50 kuruş için tartışmaya girerek çingenlik yapıp fiyatı inirmeye çalışıyor. işte o an yer yarılsa da içine girsem diyorum. cebimden 1 lira çıkarıp al şunu da sus diyesim geliyor sessizce.
aynı benim annem. en büyük destekçisiyim. paranın nasıl kazanıldığını iyi bildiğimden, her türlü pazarlığına destek olurum. para ağaçta yetişmiyor allahın liselisi.
tanım: utanılası değil, destek olunası andır.
Değeri anne baba olunca anlaşılacak andır.. Pazarlık sünnettir. Utanılacak bir şey yok.. Çoğu zaman yapmam pazarlık yani 5lira ve altındaki şeyler için.. Ama yaparsamda istediğim fiyata gelmezse satıcı ölsem almam.. Çok mu çok inatçıyım bilmem.. Bazen kayserili damarım tutuyor. Oysa ki kırşehirliyim ben..
valla adam haklı beyler. sanki kadın evde kuru ekmek yiyo. 1 tl için o pazarcıyla bu kadar yüz göz olmanın ne anlamı var.
böyle kadınlardan benim sülalemde de var. çocuğu küçük gösteriyo diye 10 yaşına kadar beleşe minibüse bindiren mi ararsın her yerden eşantiyon eşya koparmaya çalışan mı ararsın 50 kuruş için market değiştiren mi ararsın hepsi var.
bu kadınların kollarından dirseklerine kadar bilezikleri de vardır ayrıca.
ben yapamıyorum. kuru ekmeğe muhtaç olacağım güne kadar da yapmam.
annenin yokluğu hissettirmemekte başarılı olduğunu gösterir. eğer başarısız olsaydı senin içinden cebindeki anne-babanın parasını çıkarıp pazarda kahraman olma ve omuzlara alınıp eve kadar taşınma hayalleri geçmezdi.
ev ekonomisinden ailenin hayatını idame ettirme konusunda hiç bir şey bilmeyen, sadece baba parası yiyen üretmeyen tüketen ve alın terinden emekten,paranın nasıl kazanıldığından bihaber olan insanlar bunu yazabilir.
daha çok anneannede gorulendir. maddi durumdan değil her pazarcinin kendisine pahalı ürün sattığını düşünür ve 3.5 tllik meyvenin "bucugunu napican 3 lira veriyorum" demesiyle muhabbeti sonlandirir. insanı biraz utanca sokabilir.