Öyle bir acı yoktur galiba...
Son 10 gündür her yemeğe oturduğumuzda annemin yerine kayıyor gözlerim ve gözlerim doluyor.şu an bu satırları yazarken bile ağlayasım geliyor. Ah annem. Erkendi daha, neden bu kadar çabuk gittin, neden...
Bitmeyecek bir acının başladığı, dolmayacak bir boşluğun oluştuğu gündür. Ne kadar iyi olmak istesen de asla hayal ettiğin kadar iyi hissedemez, zamanın sana her saniye darbe indirmesine engel olamazsın. Tükenişin başlar işte.
AMK.o günün ben. Bir de olmadık anda eli, elinde gidiveriyorsa...... Yaş kırka gelince bir de onun gibi ansızın gidiveririm korkusu basar içinizi dışınızı... Tüm gidenler nur içinde yatsın.
size merhamet eden gerçekten seven karşılıksız gerçek anlamıyla sevginin tarifinin artık olmamasıdır çok zordur yaşayan anlayabilir ancak yazarız belki iki kuru cümle ama asla sığdıramazsın paragraflara bu acıyı kimse ana gibi sevmez, sevemez kimse sizin için ömrünü feda etmez canım anacım hayali bile yıkar sen bırakma yavrunu yalnız herkes bırakmışken acı dünyada.
Ruhun koca bir parçasının da öldüğü gün. O gün parçalanmaya başlayan ruhum bugün tersine bir aydınlanma ile öldüğünü gösterdi.
Hiçkimse olarak o ana kadar zaman doldurmaya mahkum edildi bazıları, asla gerçekleşmeyecek hayallerinin üzüntüsüyle.
Bazı şeylerin çözümü falan yok. Ölene kadar o sorunun yükünü sürüklemeye alışıyorsun sadece.
Kafamda planladığım en acı gün muhtemelen.
Yani herşey sıralı olursa.
Zor yanında hafif kalır.
Güzel toprak lazım yumruklamak için.
Öteki türlü sabretmek mümkün değil.
hele yetim isen boğazına yerleşmiş yumrunun hiç bir zaman yutkunarak geçemeyeceğini anladığın gündür. gözlerinden yaşlar sen istemezsen de akar ve onu artık hiç göremeyeceğin kavramı bütün bedenini sarar artık tamamen yalnızsındır bu koca dünyada yapayalnız.