böyle zekiliklerim vardır. her bireyi kendi başına, kendi şartlarıyla değerlendirip onları aklımın kapanına sokarım gibi dahiyane cümleler kuran inci yazarı arkadaşın hikayesi dir. başı full kahkaha, ortası kahkaha artı ciddiyet, sonu full hüzün.
uzun bir zaman geçti okumamın üstünden. ilk başta hatırlayamadım; tanıdık geliyor fakat hangi hikayeydi bu dedim ilk entryi okuyunca. sonra dank etti. içim acıdı şimdi. okumalısınız.
Değişik bir tarzı vardı bu ipnenin. Birbiriyle alakası olmayan olayları , kendi tarzıyla harmanlayıp değişik bir mizah çıktı ortaya. Mesela önder açıkbaş nasıl ünlü oldu dedi, sonra enrico iglesias ın hero klibinin urlsini ezberledi vs. Vs.
Sonuçta güzel kurgu ve mutsuz sonla okuyanları ters kôşe yatırdı.
--spoiler--
o sırada kız kardeşim de okula hazırlanıyor. 5 e gidiyor kardeşim büyüdü artık, gelişiyor uzuvları.. ama nedense göğüsleri hala büyümedi. gittim dedim merve dedim senin göğüslerin çok küçük. abi git benle uğraşma diyor.. bir etek giymiş nerdeyse ayakkabasına kadar. kızım çek biraz şu eteği bu ne hal? başıma bela mı olacan? dedim. abi sen nasıl bir insansın utanıyorum senden diyor. herkes deli diyormuş arkamdan.. bak dedim verdiğim öğütlerin değerini ilerde anlıycaksın. daracık amını elin apaçilerine siktirtmem senin dedim. anneme bağırdım dedim anne bu kızın eteğinin hali ne? çeksin biraz yukarı sınıfındaki erkekler insan değil mi? dedim. ay bu çocuk öldürecek beni salim bir gelseydi salim diyor. babama güveniyor amk. nedense kadınlar kendilerini bozan erkeklere gereğinden fazla güveniyorlar. ben olsam babamı aldatırdım.
bir arkadaşımın tavsiyesiyle okumaya başladığım, başlarda noluyor falan deyip yine de bırakamadığım sonuyla oha dedirten entryler bütünü. helal olsun yazan adama da.
okuyup bitirdikten sonra insanın ağzına sıçılmış gibi bir his veriyor
--spoiler--
-şşşt baba sessiz ol! Merve'nin göğüsleri büyüyor.
--spoiler--
cümlesini asla unutamam..başlarda cinsel sapıklıkları olan bi insanın hikayesini okuyormuşsunuz gibi geliyor,napıyorum lan ben diyorsunuz ama okudukça sarıyor.
sağ gösterip sol vuran inci hikayesi. okuyun, pişman olmazsınız.
biraz zaman alablir ama sıkıcı değil. tam da "bu ne ya" diye düşünürken kişiyi ters köşeye yatırır.
son zamanlarda okuduğum en ilginç, ahlak sınırlarını zorlayacak diyaloglar olmasına rağmen oldukça zekice kurgulanmış, kimi zaman eğlenceli, kimi zaman dramatik ama bolca kahkaha attıran bir hikaye. inci sözlükten çıkmış olması da ayrıca bir enteresan gelmiştir.
yazarını şukulamamak elde değil.
--spoiler--
sabah kalktım ve 2. kata, firuze teyzelere indim. mevsimler nasıl oluşur? diye sordum, cevap veremedi. çabuk pakize suda soruyor mevsimler nasıl oluşur? dedim. oğlum git sabah sabah diyor.. manyak mıdır nedir amk. insan gibi bir şey soruyoruz neyin havasındasın? şükran teyze kocanla yatıyor diye sinirliysen git hıncını ondan al bana niye patlıyorsun? neyse indim bahçeye baktım ziyalar yok tekrar yukarı çıktım. bahçe dışına tek başıma çıkmama ailem pek sıcak bakmıyor. beni düşünerek böyle söylediklerini bildiğimden ben de pek diretmiyorum bu konuda. neyse odama çıkınca eti cinlerimin bittiğini farkettim ve babamı uyandırmaya karar verdim. ''salim kalk bak kaç oldu.'' dedim belki annem sanır da hemen uyanır diye. arada böyle zekiliklerim vardır. insanları aklımın labirentine sokar, orada kaybolmalarını sağlarım. baktım uyanmıyor kelinden öptüm ve baba uyan eti cinlerim bitmiş dedim. bu kez açtı gözlerini ne var oğlum? diyor. 40 kere mi söyleyecez bir şeyi amk. eti cinlerim bitmiş baba kalk al da gel dedim. hamalın mıyım lan oç? bu saat ne? 7 buçukta adam mı kaldırılır? diyor. amk bütün derdi benle ibnenin. mutlu olmayım diye elinden geleni yapıyor.
--spoiler--
işleri bitti, yazmak için şimdi vakit
bulabildim. kağıt yine kan oldu. sopayla çok
dayak yedim, yumruklar, 3 puanlar hepsi
güzeldi. ama bıçaklanmanın acısını ilk
defa yaşıyorum sanırım. ilk yazmaya
başladığım günlerde de az daha
bıçaklanıyordum ama hademe
engellemişti sağolsun. babamdan dayak
yemek güzeldi.. sakallı olunca kötü. şunu
farkettim `sizi seven birinin dayak attığını
düşündüğünüzde acıyı fazla
hissetmiyorsun`
not: baba, çok özledim çocukluğumu, 1 yaşında ölen kız kardeşimi, kanserden ölen annemi.. en çok da senin dayaklarını...
Bu nedir amk. O kadar zamandır ağlamayan biriyim şimdi durduramıyorum.
Telefonun ekranı gözyaşı oldu amk yenisini alcak param da yok...
son bir kaç paragrafı hariç magic mushroom tribi nasıl olur merak edenlerin okuması gereken yazıdır. Alper harikalar diyarında. bir şirinler eksik olmuş.
okumayı hiç sevmeyen biri olarak baştan sona okuduğum ve sonucunda ne hissettiğimi bilmediğim yazı dizisidir. başları biraz orjinal ve sapkın gibi. kardeşinin göğüs gelişimine kafayı takmış, annesinin fotoğraflarını ifşa eden zihinsel sorunları olan birinin kafasından geçenler anlatılıyor kısaca. sonralarında ise iyice monotonlaşıp insanı bırakma noktasına getiriyor. son 2 3 entryde ise duygulandırması garanti. bunun yanında bir delinin kafasının içindeki dünyayı daha farklı düşünmüştüm. biraz hayalkırıklığına uğrattı. bir de eklemeden geçemeyeceğim. çocuğun her şeyden haberdar olması çok ilgin.