okumaya başladım, ama çok uzun, daha önemli textler var okumam gereken, bi boş olduğumda sonuna kadar okurum. o kadar da çok beğenmedim. bir türk gencinin türk milletinin mahrem saydığı aslında normal olan şeylere bakışını anlatıyo...
inci sözlükte yazılan bir dolu hikayeden birisi.
Ben hayatımda su hikayeyi okurken güldüğüm ve utandığım kadar hiçbir şeyde hem gülüp hem utanmadım.
Ben yazılan hiçbir şeyi okurken sonunda bu kadar ağlamadım.
düşünsene 10 gün boyunca saatlerini harcayıp gün gün bir şeyi okuyorsun.
Orospu çocuğunun teki iğrenç şeyler anlatıyor ama cok komik. Haykira haykira gülüyorsun.
Babası bu iti dövüp bu it tinlamadikca gülüp babasına hak veriyorsun.
Sonra adam son gün son partta, hatta yine hayvan gibi gulduren son Partin sonunda, annesinin kanserden öldüğünü kız kardeşinin 1 yaşında öldüğünü bir deliler hastanesinde yattığını ve orada kendisini aşırılıkları yüzünden döven hasta bakicisini babasına benzeterek yediği dayağın acısını hafifletmeye çalıştığını anlatıyor.
Her şeyi kendi zihninde kurduğunu.
Çok guzel bir hikayeyi.
Özellikle her partin sonundaki notlar bile çok güzeldi.
aleksandr puşkin'in 165 yıl sonra yayınlanan gizli günce romanının bile yanında tırt kalacağı bir inci efsanesidir.
ara sıra böyle zekilikleri vardır bu yazarın.
(bkz: önder açıkbaş nasıl ünlü oldu) sorusunu zihinlere yerleştiren efsane hikaye. kahramanın böyle zekilikleri vardır, kimsenin fark etmediği belirgin mantıksızlıkları insanların yüzüne tokat gibi indirir.
bir kaybedenin başarı hikayesi sözlüklerde okuduğum en güzel hikayedir. okumayan varsa bulup okusun. 4-5 saat sürüyor bitirmesi tavsiyem bir gecede bitirmeyin çok mutsuz oluyorsunuz.
Son yazılanlara bakılırsa, ilk entry okumadan sadece başlığa bakarak yazılan saçma sapan yorumlar... Çok güzel bir hikayedir, kah güldürüp kah hüzünlendiren fakat finali ile insanı darma duman eden inci sözlük hikayesidir.
Demek ki sözlükte sadece yazmak için yazan bir sürü yazar varmış. Yazık çok yazık...