annelerin temizlik takintisi

entry14 galeri0
    1.
  1. evet. bu durum bir takıntıdır.

    ta, çocukluk yıllarımdan hatırlarım, o zamanlar köhne bir evimiz vardı. sobalı. işte, o güzelim evde, ben pazar sabahları ıslak bir bezle uyanırdım hep. annem, yani kanatları gözükmeyen melek koltukları silerdi. camları, televizyonu, halıları, sobayı... silecek bir şey kalmadığında ise benim ayak tabanlarımın kirine vururdu kendini.

    ilk önce irkilirdim o soğukluktan. kızardım belki de. daha sonra, bilerek kısardım gözlerimi. annem öperek uyandırsın diye beni. sıkılırdım bazen de. bir gece öncesinde ne izlmeişsem tv'de o yüzden uyanamazdım. en çok da hayalet filmini izlediğim gecenin sabahında şakalaştık annemle.

    bir şakaydı bu belki de. fakat, bazen dozajını ayarlıyamıyordu annem. menopoz dönemiydi galiba o günler. sürekli gergindi. ve, sürekli sinirli. kopmasından korkuyordum. onun için yardımcı oluyordum temizliğine. sınıf arkadaşım or.ospu cevat, bir gün elimde toz beziyle tv'yi silerken görmüştü beni. mahalle maçına çağırmak için gelmişti bize. 5 yıl anlattı her yerde. tv'yi silmeye çalıştığımı. adından belli adamın kişiliği. ne beklersin ki?

    uzun lafın kısası, şimdi o kadar uzaktaki o günler. o temizlik serenatları. kalorifer böcekleri yarim oldu, annemden uzak bir şehirde.
    tüm börtü-böcek mesken tuttu teras katımı. efil efil rüzgarı hissediyorlar her daim. cips kırıkları ve ekmek kırıntıları doyuruyor her birini. fakat, çok üzücü bir haberim var hepsine:

    "haftaya temizlik takıntısı olan o melek geliyor yanıma. pazar sabahı yine ıslak bezle uyandırmak için beni. sabaha kadar uyumayacağım. ve, gözlerim hiç açmayacağım pazar sabahı."
    8 ...
  2. 2.
  3. halıları aşınıncaya kadar süpürmek, camları inceltene kadar silmek bunun bir göstergesidir...
    2 ...
  4. 3.
  5. çok yerinde olan bir tesbittir. özellikle bilgisayar başındaki çocuk, elinde süpürgesiyle gözünü temizlik bürümüş ebeveynin "kaldır bakalım ayaklarını kaldır." yakarışıyla irkilir.
    1 ...
  6. 4.
  7. insanın temizlik denilen olaydan taa, çocukluktan nefret etmesine neden olan takıntıdır.

    örn:anne odayı temizlemiştir, hemen ardından bir yargı gelir; -dur sakın o kirli ayaklarla içeri girme!.. yok efendim; -balkonu yıkamadım şimdi çıkma!.. * (:
    2 ...
  8. 5.
  9. o takıntı değil, bir yaşam biçimidir. *
    4 ...
  10. 6.
  11. bazı anneler salt ev temizliğiyle yetinmezler. misal tırnak uzatmaya son derece karşı olup, her hafta tırnak kontrolü yapan, tırnaklar uzamışsa gözünün önünde kesilmesini isteyen, evladı yanaşmayınca zorla, tırnağı sökercesine kanırta kanırta kesen modelleri mevcuttur.
    2 ...
  12. 7.
  13. ancak anne olunca anlaşılabilecek bir durumdur. önceleri anneye kızılırken zaman geçip çoluk çocuğa karışınca, çocuk yerlerde sürünür her yer temiz olsun, diye başlıyor sanırım ama daha sonra saplantı haline geliyor.
    1 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. çöp kutusunun bile temiz olmasını isteyen mantalitedir. görülmeyecek yerlerin dahi temiz olması fikri ve saplantısıdır.
    0 ...
  17. 10.
  18. hep tıkabasa dolu olan bir minibüsçünün bir yerlerde boş yer var biliyorum sıkış abla sıkış abi demesi gibidir bu durum.
    biliyorum bir yerlerde toz var evet var bulmalıyım onu ilk önce tüm ev halkını elektirik süpürgesi ile uyandırmalıyım yapmalıyım.
    0 ...
  19. 11.
  20. bir başak burcu kadını olarak, yani düzeni, tertibi ve temizliği seven birisi olarak bu konuda beni bile bezdiren anne modelidir. hayatı kendilerine zindan ederler. ne kadar modern, ne kadar aşmış olurlarsa olsunlar bu konuda kendilerini aşamazlar, oğullarını, kızlarını ve kocalarını bezdirme mertebesine getirirler. habire bi yerlerinde bir şeyler çıkar, sürekli bi yerleri ağrır yani vücut tepki gösterir bu takıntıya. çünkü iş yerine bile gitse, kızının dağınık masası aklına gelir ve iş yerinde nerdeyse eve gidip masayı toplayıp geri işe dönme gibi bir manyaklığı yapacak düzeydedirler.

    en önemlisi de, unutttukları bir şey vardır ki, ev yaşanan bir yerdir. yaşanan bir yerin de müze gibi kalma ihtimali yoktur. tatil günü bile sabahın erken saatinde kalkıp işe güce gömülürler. gerçekten yapılması gereken işler bitse bile asla oturmazlar ve işin komik tarafı sizinde el atmanızı isterler. oysa siz oturup kitap okumak, dinlenmek istiyorsunuzdur ama müsade etmezler. yapamam derseniz sürekli odanızın önünden geçerken soktuğu laflarla sizi çıldırtırlar.

    sabahın bi köründe başlayıp akşamın bi köründe bitiririler işlerini ve koltuğa serilip kalırlar. sonrada belim ağrıyo, bel fıtığı oldum, oramda kist çıktı, başım ağrıyo, ellerim ne güzeldi dolma gibi oldu, dizimde menüsküs varmış, dizlerim tutmuyo aman allah diye sızlanırlar.

    hayatı biraz olsun hafife almayı, hayatın kendini işe güce bu kadar saplantılı bi hale getirecek kadar uzun olmadığını bilmeleri gerekir. yoksa asla rahata eremeyeceklerdir.
    *
    2 ...
  21. 12.
  22. Pazar pazar beni güldürmüştür. işlevsel boyutu geçti deneysel boyuta geçti . Az evvel
    -Banyoya cif döktüm bişey deniyom,

    ( ah anne ah pasta tarifi mi bu ne denıyosun?)

    Edit: yeni açıkladı küvetin yarısına süngerle yayarak ,yarısına yukardan aşağı akmasını sağlayarak dökmüş cifi bakalım hangisi daha etkili olacakmış.
    2 ...
  23. 13.
  24. tam "ohh bee sonunda sessizlik ! şöyle biraz uzanayım." deyip uzandığın anda açtığı elektrik süpürgesiyle tüm rahatlığın mahvolmasına sebebiyet veren takıntı. *
    1 ...
  25. 14.
  26. Hastalıktır. Başlarda belirli günlerde yapılır örneğin pazartesi temizlik günüdür. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ise 'anneye her gün temizlik' diyebileceğimiz dönem başlamıştır hafta, gün, saat fark etmez. Bu safhada anneler için temizlik 'hattı taarruzdan, sattı taarruza' dönmüştür. Tedavisi yoktur, mümkün olduğunca evden uzaklaşmaya bakın! Yoksa mayın tarlasındaki eşek muamelesinin tanımı olarak isminizi verebilirsiniz.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük