'' Bu gördüğün pembe battaniye varya işte ben onu çalışırken almıştım, daha o zaman bekardım. 20 yaşlarımda falan. Dedim ki eğer bir kızım olursa bu battaniyeyi ona hediye edeceğim. Geceleri üstünü bununla örteceğim, bununla ısıtacağım kızımı. Bu battaniyeyle büyüteceğim. Şimdi bu battaniye üzerinde ve biliyor musun kızım, o zaman hiç hayal etmezdim battaniyenin bu kadar güzel duracağını üzerinde. Bu kadar güzel kızımın olacağını hayal edememiştim ki, bu kadar çok yakışacağını hayal edeyim. iyi varsın kızım, iyi ki doğurmuşum seni. Seni çok seviyorum, evlatların en güzeli.''
Evet sözlük ben annem bunları söylerken ağlıyordum, evet sözlük ben de onu çok seviyorum. Biriciğimi, güzeller güzelimi, annemi.
bilgi yarışması izlenmektedir. dinazorlarlarla alakalı bir soru gelir. ben anneme takılırım devamlı. öylesine söyledim.
- anne sizin köyde dinazor varmıydı?
- yok olur mu. dinazor kutup hayvanı orda olur.
hayatta çok az şey öyle güldürmüştür beni.
aylığını ucu ucuna yetirebilen bir ailenin çocuğu iseniz ergenlik döneminin bitimine kadar başa bela olan ebeveyn cümlesi.
hani ucuz olan kıyafetlerde sorun yoktur zaten de, mont, ayakkabı gibi yekün teşkil eden şeylerde çocuğun tüm hevesini kursağına koyar bu büyük alma hadisesi.
aileyle birlikte bilhassa okul açılma dönemlerinde çıkılan alışverişlerden çoğunlukla surat asıp, bazı bazı zırlayarak dönmek zorunda kalınır. tam güzel bir mont bulunur, satıcı kişi üzerinize uygun bir beden verir, giyince işte bu mont benim için yaratılmış düşüncesi ile zıplaya zıplaya aynanın karşısında dolanırken annenin sözü ile tüm büyü bozulur.
-bunun bir beden büyüğünü verir misiniz bir de onu denesin. hem kışın altına kalın giyinecek dar gelir.
+efendim bu uydu gibi çocuğa??
-yok yok siz large beden verin.
+peki siz bilirsiniz.
large bedeni giydirir anne, normalde bel hizasında olması gereken mont kemeri kalçanın altına gelmekte, kollar parmağın görünmeyeceği uzunluktadır.
-anne bu ne ya uzaktan suratım belli olmuyor!
+sus sus bu güzel oldu alalım
çaresizlik içinde alır eve dönersin. kollar kıvrılır, omuzlar süreli düzeltilir. özellikle şişme montlarda iyice kepaze bir görüntü oluşur. montla sıçtaki mont budur.
hele bir de sınıf arkadaşlarının daşşak geçmesi kaçınılmazdır.:
-eehehe ne o len şans topuna dönmüşsün.
+hiç bile bunun modası böyle.
haklıdır anne-baba. kaderine razı olursun. ama bazen özellikle anne bunu alışkanlık haline getirir;
-anne bu gelinlik/damatlık biraz büyük değil mi ya?
+yok yok öbür düğününe de giyersin.
koca bebekler. yaşıtlarına ve hemcinslerine göre iki iri evlada sahip olup ikisinin de çocuk gibi davranması üzerine söylenen sözdür. gerçi birisi erinlik, diğeri genç yetişkinlik dönemindedir.