tanım : canımız ,kanımız annelerimizin hoşlanmadığımız ufak tefek huylarıdır .
annemin bana bir odadan diğerine jeeesssssiiiiee ,diye bağırmasından nefret ediyorum .uyarmama rağmen bunu hep yapıyor .
kendisinin problemi ne anlamış değilim .
her telefon görüşmesinden sonra 'kimmiş?' diye sormasıdır.
çemkirirsiniz 'kimse kim anne, sana ne ya! anaa!' dersiniz. böyle kırılacakmış, dokunsan ağlayacakmış bir tonlamayla 'hayır ben ablansa diye şeettim. tamam kızım tamam.' demek suretiyle dudağını büzer oturur. ama bir sonraki telefon çalışında durum yine değişmez. kimi zaman kırıcı ve çemkirik, kimi zaman naif ve açıklayıcı olmak suretiyle kendisine bunu açıklamaya çalıştıysam da bana mısın demedi. azmini ve kararlılığını tebrik ediyorum.
genelde yemek yaparken bir şey sorduğumda aradan aylar geçtikten sonra cevap vermesi. bir de işin değişik yanı soruyu tekrar sormuyorum. onu aklında mı tutuyo napıyorsa artık soruyu soruyorum bekliyor bekliyor bir anda cevap veriyor deli oluyorum.
ama huy işte atsan atılmaz satsan satılmaz.
-aşırı derecede her işe karışması
-eve geldiğinde suratıma geldinmi yavrum demesi
-herşeyde telaşlanması
-başınıza birşey geldiğinde 'ana yüreği' diye ağlaması.
zaten ölümüne özgüven problemi çeken şahsıma, toplum içinde basiretsiz bir çocuk gibi davranması.. anlıyorum, çok büyük bir sevgi, korkunç bir bağlılık var.. ama zaten yerin dibinde seyreden özgüvenim daha da aşağılara düşüyor..
birşeyi hemen yapmamı istemesi, sabırsız davranması
kalk kalk, git git, al al, vs
ufff, ömür törpüsü ne yaparsın anne işte.
ama biliyorum bende öyle olucam.
bi soru sorduğumda önce hee efendim diye cevap vermesi, aradan 5 saniye geçtikten sonra cevap vermesi. hayır anlamadığım önce anlamıyor hee diyo daha sonra ben soruyu tekrarlamadan cevap veriyor. te allahım ya.
--spoiler--
ne yabancı bir özne bana şu "anne". dünyaevi dedikleri bir yastıkta kocamak, kocarken anneye sarılarak doyasıya ağlamak. ah annem ah. olaydın da "sevilmeyen huylarına kurban olaydım."
--spoiler--
önce '...daaaaa!' diye seslenmesi, ben daha bilgisayarın başından kalkıp, kapıyı açıp, yanına gitmeden söyleyeceği şeyi tiz bir sesle saydırması. ya bi bekle sabır biraz bismillah ya.tabakhaneye b.kmu yetiştiriyoruz sevgili annem ya.
çiçekleri çok sevmesi .onları kızım diye sevmesi .ceryan yapar çiçeklerim kırılır diye cam açtırmaması . *
her dışarı çıkacağım da daha kapıdan çıkmadan 'ne zaman gelirsin 'diye sorması .
efendim, en sevilmeyen huyları; evlatlarına karşı besledikleri sınırsız merhamettir. öyle ki, şu başlık ve içindeki entryleri inceleseler de "yavrum" derler de başka bi'şey demezler.
sen telefonla konuşurken onun da bir yandan seninle konuşması. sonra ''kimle konuşuyorsun?'', ''ne diyor'' minvalinde sorular sorup bu sefer de telefondakine laf anlatmaya çalışması. üstelik de konunun onunla hiç alakası olmayan mesela ''tren kompartmanlarının rahatlığı'' gibi bir konu olması.
(bkz: bir anne rahatsızlığı olarak benbilirimcilik)