Tencere ile bir tek ben dayak yemişim anlaşılan. Ama itiraf edeyim o dayak sonrası hiÇ bir kavgada canım acımadı kadın nasıl vurduysa artık vücudumdaki sinirler yok olmuş.
üstümde denenmiş olanların en ilgici, kuru soğandı.annemin gözünden çıkan alevi görür görmez,arkamı dönüp koşmaya başlamıştım ki, bir büyük baş soğanı sırtıma yedim.hem taş gibi, hem değildi değişik bir deneyimdi.
(bkz: mınçıka terlikler) annemin favori silahıdır. iki terliği birbirine zincirle bağlayıp haraket bile çeker. kaçmaya çalışırsınız kapıyı tam kapatırken 5cm aradan sokar faso verir head shot yapar. eşşek kadar oldum ama yine her tatil bir posta ana dayağı yer gelirim.
anne çorba koyarken kardeş sizi kızdırmaktadır. akabinde çorba kepçesi kardeşinizin kafasına iner ve gülmekten yarılırsınız. o günden beri benim favori ev aletim çorba kepçesidir.
eskiden depozitolu kola şişeleri vardı. dibi taş gibi sert 2 litrelik. işte o. ben kapıda ki tüpçüye vereceğimiz parayı ortadan ikiye ayırınca annem de o şişeyi refleks olarak kafama geçirmiştir efendim. dibi de göründüğü kadar serttir.