tırtıklı ekmek bıçağının sapı. keskin yeri elde tutulur, sapıyla şaaap diye vurulur. acayip de acıtır. yemek masasında vuku bulan olay, totoyu zıplamak suretiyle sandalyeden bir karış havaya yükseltir.
tamamen subjektif: düşündüm ki, benim melek annemin içinde sadist bir taraf da varmış.
bi arada sinirlenmiş ve bana bisey yapmamıştı. allah allah dedim niye bisey olmadı acaba büyüdük tabi terlik falan ise yaramıyor vursa acımıyor yada acıtmak istemiyor. ben yatarken bi anda bacağımda derinlerden bi acı hissettim. ağzındaki sakızı çıkarmış kıllarımı yoluyordu gözlerimden yaş geldi la. tabi sonra sakızı attı yanlış anlaşılmasın.
Çakmak. önce yakardı bacaklarıma tutar sonra da söndürünce de o ısınan demir kısmını bastırırdı.
çatal. bilhassa yemek yemeyen bir çocuk olduğum icin akşama kadar kahvaltı sofrasından kaldırmaz. çatal bastırırdı. bir keresinde sofradan kaçarken çatalı fırlatmıştır koluma saplanmıstır.
terliği, oklavayı saymıyorum zaten.