genelde evi süpürürken hep hep tartışırız annemle. çekil önümden, kapat şunu, bişi duyamıyorum, gerçi şimdi süpürgeler sesiz ama zamanımızda öle değildi. neyse bende tv'nin sesini sonuna kadar açardım. oda süpürgenin sapı ile fişin yettiği kadar beni kovalardı.
kumaş metresi. hatta birkeresinde leğen kemiğimde kırılmıştı caanım metre parasını da benim harçlığımdan kesmişti. allahtan metre dik değil yan geldi de fazla acımadı. başka bir olayda ise oklava kırılmış fakat onun parasını ödememenin verdiği mutlulukla acısı çabuk geçmiştir. yine vursun yine kırılsın. annedir, candır.
beni döverken soba demiri, çatal-kaşık, agaçtan yapılmış birçok soba türü, hortum, viladanın sapı
abimi döverken genelde kaçtığı için fırlatıla bilecek şeylerdi. su bardağı, taş, çatal-kaşık, terlik, süpürge vb gibi.
ama annem bizi çok severdi her nekadar bu aletlerle dövsede en çok çıplak eli tercih ederdi.