dondurma firmalarının bile yapamadığı en büyük reklam kampanyasıdır ev ev gezsek 3 evden 1 de mutlaka çıkar karşımıza ve kutu boyutuna göre küçüklerde üzüm büyüklerde abarttılır şeftali elma karpuz kavun saklama durumu.
annelere özgü klasik bir davranış şeklidir, sanki evde başka saklama kabı yokmuş gibi, dondurma özenle yendikten sonra, dondurma kabı dehşetle yıkanır ve evde varolan zeytin, peynir, tereyağ gibi kahvaltılıklar dondurma kabının içine doldurulur. . . bu olayı kahvaltılıklar açısından düşünürsek onlar için bence üzücü bir durumdur, çünkü onlar plastik kap yerine porselen yada cam daha çok severler. . .
eğer bu kabın içine alakasız birşeyler doldurup buzluğa koyarsa, bir umut tatlı birşeyler arayan çocuk o kutuyu gördüğünde büyük heyecan yaşar. fakat kutuyu açtığında karşısına tarhana gibi beklenmeyen abudik birşey çıkınca hayalleri suya düşer.
Sadece annelere has olmayan, yeni bir saklama kabı şeklindeki yeni bir plastiğe para verip üretiminin ve arzının artmasını dolayısıyla kirlilik yaratmasını istemeyen çevreci bünyelerin de işidir.
güzel yurdumun pratik yaratıcı insanının yapmakta olduğu yaratıcılık.
daha fazla para verip özel saklama kabı almak yerine, o dondurma kabını kullanmak hem pratik yaratıcılık, hem aile bütçesine tasarruf hem de çevreyi korumadır.
büyük egoiste , bonhair gibi jöle kaplarının atıldıktan sonra anne tarafından alınıp temizlendikten sonra içine nohut , çay , pul biber konulup saklanmasına benzer bir olaydır.
tasarrufun en üst seviyesidir. bir dondurma kabına kıyamazlar. çoğu zaman dondurulan et, köfte, bezeleye gibi şeyler içine konur buzluğa atılır.
" çöpe atma, geri getir " şeklinde tembihlenir kişi :
+ al evladım... köfte var bunda kızartır yersiniz
- sağol anne, gerek yoktu ya...
+ olur mu evladım al bakalım bunda mantı var
- vallahi yaşadı bizim çocuklar...
+ güzel güzel yersiniz... kabını atma geri getirirsin.