söyledikleri ile yaptıkları çelişen annelerdir. tabakta kalan son lokmayı bile ağzınıza tıkmak için var güçleriyle çalışırlar. Lakin tüm mutfak işlerini bitirip istirahata çekildiklerinde işin rengi değişir ve resmen mutfağın girişine etten bir duvar örerler. az önceki evladını doyurmak için çırpınan anne gitmiş , mutfağını kale edasıyla koruyan bir şovalye gelmiştir. bu girişimin hemen ardındansa şu konuşmalar geçmektedir ;
- yeteer tüm evin işi bana bakıyor!
+ anne ben sadece..
- doyuramıyorum sizi çıkın mutfaktan!
+ ıgg hh
- bulaşık eksik olmuyor çık git!
+ su içecektim..
- yalan !
+ &^'!%&//%
tarif ettiği yeri bir türlü bulamazsınız. sonrada bağırır; "çıkıyor dershaneden sağına soluna bakmadan inek gibi eve geliyor." der. ama haftalar öncesinde de "sağa sola bakmadan erken gel eve!" diyende o'dur.
teknoloji ile arası pek olmayan anneme alacağımız lcd televizyonun markasının samsung olduğunu söylediğimde türk malı daha iyidir diye cevap vermesi.*****
-anne bu yaz amerikaya gideceğim ingilizcemi geliştirmek için.
+hayatta göndermem seni oralara. çok uzak.
-ya kanada da olabilir belli değil.
+ha tamam oraya git.
çok sinirlenince cevap versene diye üstünüze yürüyüp tam konuşacakken '' bak bi de karşılık veriyo, hala konuşuyo bak bak bak'' diyerekten terliği yapıştırması,
aceleyle bi yere giderken koşarak yürüsene diye azarlaması,
kimseye söyleme dediği şeyleri sizden önce herkese anlatma çabası,
paranı istediğin gibi harca, ben karışmam süsü vererek binbir hevesle aldığınız şeye '' buna para mı verdin '' diye fırça atması...
telefonundan bir arkadaşı arayacağınızı söyledikten sonra kontörüm yok diye cevap vermesi, ama daha sonra aşağı mahalledeki komşuyla pikniğe gitme organizyonunu telefonda 20 dakika konuşması.