şefkat nedir onu öğrendik... temizlik yapıldığında ortalığı devirmenin yanlış olduğunu öğrendik popomuza yediğimiz bir şaplakla... sevmeyi ve karşılıksız sevilmeyi öğrendik...
bar, disko, pub ve bunlara benzer bilumum yerin havalandırmasından uyuşturu salınıp, bu mekanların bağımlılık oluşturduğu, bu nedenle oralarda takılınmaması gerektiği gibi şeyler**
evladı uzakta olunca, annenin aklına şeytanın aklına gelmeyecek kötülükte senaryolar gelebileceği;
- aman evladım! yaşlı da olsalar aile de olsalar komşularına falan güvenme; bir şey için çağırırlar kafana vururlar, ilaçlı yemek yedirirler sana bir fenalık yaparlar, organlarını falan alırlar bir yerlere atıverirler geri kalanını...
ben nerelerde arar da bulurum seni, nerelere giderim... vay başıma gelenleeerrr... *
gülümsemeyi öğrendik.
ağlamayı öğrendik.
sevmeyi öğrendik.
yoksulluklarda kuru ekmeğe talimi öğrendik.
çekip gidince hüzün ve acı kavramını öğrendik.
yokluğunda yalnızlığı öğrendik.
yokluğunu kanıksamak için kavramları sil baştan düşünmeyi öğrendik.
kendim olmayi, degerli oldugumu, sukretmeyi, bos seylere kafa yormamayi, herkese oyle kolayca guvenmemeyi, kaliteli olmayi, mercimek çorbasini, anne dizlerinin ne kadar huzurlu ve guvenli oldugunu, gelecegimi kotu yonden etkileyecek herseyi etrafimdan kovmayi,... sayamayacagim kadar çok sey..annemden hergun yeni birsey ogreniyorum.
pratik bilgilerdir hayatı kolaylaştırır, kitap açık bırakılmaz şeytanlar okur allah korusun, bulaşıklar yıkanmaya bardaklardan başlanır ardından çatallar en son tabaklar yıkanır, ne kadar çok yemek yersen o kadar çok kafan çalışır yemek bir nevi beyin egzersizidir, yabancı bir evde verilen ve içilmez suyu kendin doldurursan ancak içebilirsin...
içki fenadır, sigara kafadan öldürür zaten, sabah erken uyanabilmek için gece erken uyunmalıdır, bilgisayar insanı asosyalleştiren asrın şeytanıdır...
anne..
hepimizin hayatında en kutsal yerdedir ve bunu hiçbir şey değiştiremez.
ayakabı numaralarımız değişebilir ama değişmeyen tek şey vardır ki o da eğer şu an ayakta durabiliyorsak bunların hepsini annelerimizden öğrendiklerimize borçluyuzdur çünkü anne insana, "insan olmayı" öğretir.
dünyaya daha gözlerini açmadan başlar,
bitişi ise kişiden kişiye göre değişir.
ne kadar burada örneklenmeye çalışılsa da illa ki az,
illa ki eksik kalacaktır ve yine farklılık gösterecektir kişilere göre.
ancak "anne öğretilerinin" en büyük ortak noktası, "bir toplumun gelişmesindeki en önemli kriterlerden biri olmasıdır".
kadın, anne olma özelliği ile bir milletin kaderini belirler aslında.
kadın, bir neslin fiziksel ve mental yapısını manuple edebilecek en güçlü bireydir.
sırf bu nedenle, kadınının temel yaşam standartlarını, eğitim imkanlarını ve dünya görüşünü üst seviyede tutan milletler daima ilerlemişlerdir. ananı da al git buradan zihniyeti ile kadının geri plana atıldığı ülkelerde ise "kadın cinsinin" metalaştırılması çok daha yaygın görülmektedir. bir neslin niteliği, onların annelerine verilen özen ile ölçülür.