anneanne

    408.
  1. Dunyanin en tonton varligi.

    Emekli bashemsire idi ben kendisi ile tanistigimda. Gunde 3 paket sigara icerdi. Herkes saglikcisin sen bari yapma derdi. O da bana bugune kadar sigaradan hic hasta gelmedi derdi. Borek yapardi, her gun. Belki biri gelir diye. Tatli eksik olmazdi. Kahkahalari doldururdu evi. Dedemle raki masasinda raki icmezdi ama bardak bardak elma suyu icerdi dedem yalnizlik cekmesin masa da diye. Hee gun programi belliydi. Kalkistan yatisa. Bir gece onceden saat saat dakika dakika planlardi.

    Yas 18 ilk arabami almisim.

    - ananeeeee, anannneeeeee

    Bakti balkondan. Bos bos.

    + kimsin sen?
    - anane benim serkan.
    + cocugum benim serkan im 5 yasinda.
    - ananem benim yahu saka mi yapiyorsun.

    Bir duraksadi dusundu. Komsu cemile teyze de balkon dabona da bakti bos bos. Burada nerminler oturuyor sen kimsin dedi. Cemile teyzeye bak deyip gidip aldim annnemi getirdim. Ertesi gun doktora gittiler. Alzheimer baslangici dedi. Her gun yeniden basliyordu adeta. Sonradan toparladi 1-2 yil icinde. Hic etkisi kalmamisti. Normaldi. Pikniklere giderdik. Eglenirdik. Cok guzel sarki soylerdi. Vefa borcumun en ust mertebesinde zaten dedem de anneannem de. Dedemle 16 yasindayken tanismislar 18de kacmislar. Anneannem 88 dedem 90di vefat ettiklerinde. 1 yasti aralari gidisleri de oyle oldu.

    Anneannem 12 eylul 2015
    Dedem 12 eylul 2016

    Dusunun lan dile kolay 72 yil beraber yasamislar. Insan o kadar yasamiyor bile.

    Bir gun kavga ettiklerini, bagristiklarini gormedim. Her gun cicekle geldi dedem elinde o derece.
    21 ...
  2. 373.
  3. Çok sıkı bir survivor izleyicisi olan tontişim. Geçenlerde çok konuşan bir tip varmış ona sövüyordu. Dert gele suratına sus artık dedi.

    O hariç bu dünyada bana survivordan bahsedebilecek ve benim de tersleyemeyeceğim kimse yok. Ona kıyamam. *
    22 ...
  4. 9.
  5. bir hastane köşesinde sizi tamamen bırakıp gittiği gece yattığı yatağa bakıp sabaha kadar ağladığınız , kokusunu bir kez daha içinize çekebilmek için bir ömür verebileceğiniz , saçlarını yıllarca hiç kestirmeden uzattığı için küçükken çok özenip "bana saçlarını verir misin?" dediğiniz ama sizi terketmeden 2 gün önce hastalığı nedeniyle saçları eve poşetle geldiğinde kurduğunuz o cümleye , çocukluğunuza lanet ettiğiniz , hayatın en önemli insanlarından. annenin de annesi , tapılası insan.
    15 ...
  6. 399.
  7. özlenendir.

    bugünlerde birden aklıma geliyorsun. yaptıklarımı, yapamadıklarımı, güzel hatıraları, hastanedeki son halini düşünüyorum. sonra bir daha geri gelmeyeceğin gerçeğiyle yüzleşiyorum. işte o zaman canım çok yanıyor.

    seni çok özledim.
    11 ...
  8. 410.
  9. onsuz ikinci ramazan bayramı. zaman ne çabuk geçiyor ve bugün ne kadar da sıkıcı bir bayramdı. yazarların iyi bayramlar dileklerini okurken birinin anneannesiyle olan diyaloğuna denk geldim. onunda anneannesi alzheimermış. önce alzheimerı düşündüm, sonra yaşadıklarımızı ve en son anneannemi... sonra bu başlığa gelip yazılanları okudum. bir girdiye (#34844248) denk geldim. gözümün önüne üniversiteyi kazandığımı öğrendiğim an ki yüz ifadesi geldi. içinde zıpladığım prefabrik evin sarsıntısından uyanmış, korkmuş, sadece ''aaa!'' diye çığlık atıp zıplayan, bir anda durup ağlayan torununun söylediklerine algılaması gitmiş kulaklarıyla anlam vermeye çalışan o masum, ürkek hali geldi gözümün önüne...

    bugünün neden sıkıcı olduğunu o an çözdüm. ilk defa ne bayram için birine gittik ne de birileri bize geldi. bomboş bir gündü bugün...

    ah unutmadan... son torunun fakülte bitirdi anneanne. son yavrunun da kafasına o masa geçirildi * tıpkı diğer torunların gibi onun da fotoğrafları pek güzel çıktı ama kader işte aynı masa onun da kafasında yerini aldı.
    11 ...
  10. 1.
  11. annenin annesi. anane diye de kısaltarak söylenir.
    (bkz: nine)
    10 ...
  12. 289.
  13. ailenin meleği.

    on beş gün önce hastalığına derman bulma umuduyla götürdük seni hastahaneye, kalan ömrünü daha ferah geçirmen için. giderken her zaman gülümseyen o nur yüzün hastalığın da etkisiyle sararıp solmuştu ama sen yine de pozitiftin, umutluydun. umutluyduk. gittin, günler geçti ameliyat günü geldi çattı. hepimiz ürküyorduk çünkü yaşın bu ameliyatı atlatabilmek için pek de uygun değildi. doktor da biliyordu bunu ama elden gelen başka bir şey kalmamıştı. ya kaldıramazsa düşüncesi değil de ya iyileşirse düşüncesiyle götürmüştü zaten evlatların seni. bir saat iki saat üç saat beş saat derken çıktı dediler. umutlar çoğalmıştı çünkü sağ salim çıkabilmeyi başarmıştın, buna direnmiştin. sıra o geçmek bilmeyen yoğun bakım devresine geldi. üç gün orada gözetim altında tutulmalıydın, belki de daha fazla. bir gün geçti iyiydin. iki gün geçti yine iyiydin. canın yanıyordu belki ama hayattaydın. nefes alıyordun bir kere. üç gün yoğun bakımda tutulman gerekiyorken beş gün çıkarmadılar seni oradan. yolunda gitmeyen bir şeyler vardı çünkü. ama kimse haberdar değildi. birkaç gün sonra taburcu olup kurtulacak artık gözüyle senden haber beklerken hiç beklemediğimiz bir anda gittin. kalbin bunu kaldıramadı. iki kez kalp krizi geçirdin. ikisini de atlattın ama üçüncüye vücudun direnci kalmadı, pes ettin. ters giden bir şeyler olduğunu öğrenmenin şokunu atlatamamışken bizden ayrılışının şoku geldi. umutlarımız çürüdü. dedem seni almaya giderken bütün sevenlerin toplanmış seni bekliyorduk, seni son yolculuğuna uğurlamak için. o kadar geniş kalpli bir insandın ki aklına gelebilecek herkes oradaydı. seni uğurlarken herkes berbattı. berbattık. ama metanetli olmak zorundaydım. çünkü annem senin haberini aldığından beri kendine gelemedi. feryatlar içinde ağlıyordu sürekli ve ben ona destek olmalıydım. çünkü zaten o da milyon çeşit rahatsızlığı olan biriydi ve farkında olmadan kendine zarar verebilirdi bu yüzden metanetli olmak zorundaydım sen de böyle olmasını isterdin zaten. kabullenmek istemiyordu ki gidişini. kimse istemiyordu. annesiz kalmanın ne demek olduğunu sen de biliyordun zaten. ama hepimiz öylece izledik sen giderken. sadece izledik. başın sağ olsun cümlesini belki yüzlerce kez duyduk hepimiz. bu cümle öyle bir cümle ki söyleyenin vicdanını rahatlatır duyan kişinin ise acısına tuz biber olur. ama elden ne gelir ki.
    sen çok güzel bir hayat sürdün. iyi dostlar kazandın. ben sanmıyorum ki senin arandan tek kötü kelime edecek biri olsun. aramızdan ayrıldığın için değil, daha önce de böyleydi bu. senin adın geçtiği zaman pozitif şeyler duyardık hep. belki bizim için bu günleri atlatmak zorlayıcı olacak ama sen kurtuldun. ne olursa olsun kurtuldun sen. acıların dindi. eğer bu iyileşme şansın olan ameliyatı denememiş olsan zaten bugün yine aramızda olamayacaktın, en azından doktorlar böyle söylüyor. sen denemiş oldun. yaşamak için ufak da olsa bir umut varken buna direnmeye çalıştın. ama olmadı be anneanneciğim. 84 sene biçilmiş ömrün, elden gelen hiçbir şey yok malesef. dedem çocuklarına emanet. huzur içinde uyu sen. aramızdasın.
    9 ...
  14. 298.
  15. hiç görülmediği halde çok özlenen.
    11 ...
  16. 299.
  17. En kıymetli büyüğümdür. Ve en kıymetlisi olduğumdur.
    11 ...
  18. 3.
  19. tombul elleriyle size mis gibi yemekler pişiren, bir derdiniz olduğunda sizinle oturup ağlayan, gerektiğinde güç veren, size hayatı anlatan emeği ödenemeyecek olan varlık
    8 ...
© 2025 uludağ sözlük