hele bi de beyle tombul *, beyle penguen gibi yürürse, beyle şiveli şiveli konuşursa *, bi de beyle yanık bi sesi varsa, kalmaya gittiğinizde kocaman bedenine sarılıp o tadından yinmez kokusunu derin derin içinize çektiğinizde 'allahım yokluğunu gösterme bana!' diye dua edersiniz.
ha bi de beyle siz uyurken sizi uyandırmamaya çalışarak sabahın en körü saatlerinde okuyup üflemesi yok mu...
dunyanin obur ucunda da olsa, telefonda "senin icin hep dua ediyorum yavrum, hersey iyi olacak merak etme" demesiyle icinizi rahatlatan, lakin her gordugunuz de biraz daha yaslanmis oldugunu farketmenizle icinizi ezen, olmazsa olmaz* insani.*
arada geliyorsun ya rüyama, çok garip oluyorum ki zaten ben seni hiç ölmedi sanıyorum ve böyle mutlu oluyorum... gitmeseydin de tutunacak dallarımdan birini bir daha olmamacasına kırmasaydın olmaz mıydı? gel....o kadar da uzak değilse gittiğin yerler nolursun çık gel! sığınacak sıcak bir kucağım kalmadı annemden başka yeter bu kadar şaka gel...daha böylesine sayfalarca yazı yazdırtabilecek ender varlık...
yanakları kızarmış ve fazla buruşuk da olmayan, duygulanınca küçücük gözlerinden gelen yaşları silmek için gözlüğünü çıkaran, bazen öğütleriyle bunaltsa da dünyanın en şeker varlığı olan, aynı anıları defalarca anlatsa da dinlemekten vazgeçemeyeceğim canımdan bir parçadır kendisi. çok değerlidir, çok.
kalp ameliyatından sonra daha bir gamsız tasasız olan, muziplikte yıllardır sınır tanımayan can kişi.
sokaktaki kedilerin kafasına su dolu torba fırlatmak, kızdığı komşunun kapısının önüne yenilen kestanelerin kabuklarını bırakmak gibi muziplikleri mevcuttur. çok yaşasındır.
sol tarafına felç gelen, 2 hafta hastahanelerde sürünen ve eve çıkıp tam düzeldi derken kalçasını kıran yüce insan. her daim size verdiği emekleri helal eden, onu ziyaret etmenizi dört gözle yatağında bekleyen pamuk prenses. o şimdi sırt üstü yatmaya mahkum ve bir bebek gibi bakıma muhtaç. 83 yaşında başına gelenler kolay değil. gözlerinde iki damla yaş göremeyeceğiniz moral deposu. o sizin hayatınızın anlamı ve sizin ellerinizde eriyip biten, hayata sıkı sıkı tutunmaya çalışa bir tontiş. işte o süper kadın bir anneanne.
her daim kıymeti bilinesidir. sen daha el kadarken üzerine titreyendir.bir dediğini iki etmeyendir.dualarını hiç ama hiç eksik etmeyendir.dizine yatırıp okuyup üfleyendir.tüm sevgisiyle seni en içten şekilde sevendir.artık çok özlenendir.huzur içinde uyuması dilenendir. *
akla geldıgınde gözlerin dolmasına sebep olandır. yıllar öncesi hatırlandıgında, gidildiğinde ıslak ıslak ama içten, öpüp sarılandır. kızına neden torunumu getirmedin diye sitem edendir. her gün görsede hep özleyendir. birazcık tutumlu ama zor zamanında canını bile esirgemeyek kadar yürekli olandır. sofrada torunlarına bakıp yemek yiyemeyendir. bunların hepsi benim canım diyendir.
öss sınavımın bir gün öncesi kalp krizi geciren iki hafta sonra ölendir. bedeni gitmiş olsa da hala her anda hissedilen susar gibi özlenendir.
anne neyse anneanne de odur sizi büyütmüşse,
can yarısıdır,
yeri özel olandır,
mis gibi sokandır her daim,
sarıldıkça kokusunu çektikçe tüm sıkıntıları giderendir,
ve yaşlandıkça ölmesinden en çok korkulandır...
annenizden daha kafa dengi olduğunu düşündüğünüz, olgun ve anlayışlı insan. sabah kahvaltıda, sütten kaymak çıkartır, sırf siz mutlu olun diye. canım ya.
nedendir bilinmez ama babaanneden daha yakındır.
başka bir diyarı bizlere tercih edeli 20 küsür sene olmasına rağmen, resmini her gördüğümde boğazımdaki yumruyu hatırladığım...
canım...
cananım...
ilk aşkım...
şenşakrağım...
güzel konuşan...
etrafındakileri neşesiyle kendisine esir eden...
bana insanlar kadar hayvanlarada saygılı davranmam gerektiğini henüz çok küçükken öğreten,
kınalı ada aşığı,
zamanında kürek takımının ilk bayanı seçilmeyi başaracak kadar cesur ve deniz düşkünü...
kadınların hayatta aktif rol alması gerektiğini her fırsatta dile getiren, zamanından ileri düşünen...
hasreti her hatrıma geldiğinde içimi çızlatan idolüm...
anneannesi hayatta olanların değerini bilmemesi büyük kayıp...