çok yaratıcıdır tüm anneanneler. ayrıca doğal yapıları gereği sürekli bi dramatizm içindedirler. colgate misvak özlü reklamını izlerken, "adamın hanımı da pek gençmiş, ikinci karısı zaar" diyebilecek kadar güzel insanlardır. keşke ayaklarının altına dünyada da bişeyler serilseymiş.
sizin için sürekli dua eden, her daim sizin iyiliğinizi düşünen, sizinle sevinip sizinle üzülen, eğrinizle doğrunuzla sizi karşılıksız, çıkarsız seven, sırf siz istediğiniz için tüm yorgunluğuna rağmen en zor yemekleri sizin için hiç üşenmeden yapan, üzerinizde en az anneniz kadar emeği olan, her zaman baştacınız, elleri öpülesi güzel insan.
allah hepsine uzun ömürler versin. başımızdan eksik etmesin..
sütlaç kamağına benzer yanağının görüntüsüde tadıda. çınar gibi ayakta durdu kalbi 2 kez çalıştırıldı ama üçüncüyü sanırım oda istemedi nasılsa onu bekleyen oğlu vardı diğer tarafta...
genelde torunlarına bakma hükmü olan kadındır. çocuklarını büyütür sanki kendi çocuklarına bakmasınlarda ona baktırsınlar diye. o kadının da bir canı vardır. yaşlanmıştır artık bırakılıp, hayatı yaşamasına izin verilmesi gerekmelidir.
şu anda yoğun bakımda bulunan ve onu şimdiden özlediğim yüce gönüllü, örnek insan. sevmeyi, yardımlaşmayı, insanları ayırmamayı, hayata dair tüm güzellikleri bana ve kardeşime öğreten güzeller güzeli kadın. **
küçük bir evde büyüdüğümden, 6 yaşından 28 yaşıma kadar odamı paylaştığım, oda arkadaşımdır. evlendikten sonra oda arkadaşı sıfatını kaybetmiştir ama canımdır, canımın ötesidir. allah başımdan eksik etmesin.
o ya$landikca cocukluk arkada$inizi kaybettiginizi düsünmenize yol acan, anne babanin yazlari cani sikilmasin diye yanina görderdigi, süper yemeklerin ahçisi, dünyanin en inatçisi, en kirmizi yanak ve kocaman göbek sahibi. evine gidip kurcalamanin en bi farz oldugu, çeyiz düzen insan.
bi de muzaffer izgünün çocuklar için yazdigi komik seri.
vefat ettiginden bu yana gecen 15 senenin ilk 12 senesinde ara ara "acaba evde tek basina ne yapiyordu, cani slkllmadl ml hic" diye dusunmeme sebep olan, son 3 senedir de neredeyse her gun yad ettigim, yapayalniz yasamaya basladiktan sonra evde tek basina nasil zaman gecirdigini tahmin etmeye basladigim, onu yalniz birakan annemi ve teyzelerimi asla yalniz birakmama karari almama neden olan, beyaz tenli, al yanakli guzel insan.
dünyanın en iyi yemeğini yapan,en temiz evine sahip,sohbeti harika,birbirinden ilginç atasözleri dağarcığına sahip olan dünyanın en tatlı varlığıdır.yerine kimse konulamaz kimse onun kadar eğlendirmez.
kendine has, acayip huzur veren bir kokusu olan ( özellikle tülbentleri) , göğüs altı bankasında paracıklarını saklayan sevgi insanı , poğaça yanaklı, tatlı dil abidesi, yüce insan.Çok özledim .Nur içinde yatsın.
yıl 2002. gözü gibi baktığı, öpmeye doyamadığı bizleri bırakıp giden güzel varlığım. canım. doğduğum günden öldüğü güne kadar bizi bırakmamış, bakmış, büyütmüş, kollamış, annenin gazabından saklamış, dünyalara değişilmez güzel insan. o şimdi uzaktan ama en özel duygularla bizi izliyor, kokusuna kurban olduğum, yüzündeki her bir kırışığa hayran olduğum, çektiklerinin ve yaşadıklarının yanında her zaman dimdik kalabilen çınarım. çok özlenen, sevilen, doğurmayan ama büyüten annem...
anneannem. annemin anası. sebebim, var oluşumun nedeni. kocası vefat ettiğinden beri 25 sene boyunca oğlu ile bir o evde bir bu evde ikamet etmek zorunda kalmış, üç kuruş emekli maaşı ve ördüğü dantellerin parası ile bir oğul okutmuş, kira ödemiş, ev geçindirmiştir. ne zaman oğulun eli ekmek tuttu işte o zaman biraz ferah görmüşlerdir. yinede bazen sofralarından sadece tarhana çorbası içerek kalkmışlıkları da vardır. zaten var oluşumuzun sebebi sınav değil midir? sonra bir illet hastalık sarar bünyesini alzheimer. kimseleri tanıyamaz olur. hastalık beraberinde başka hastalıklarıde getirerek ilerler. sonunda yatalak olur. bir gün hastaneye kaldırılır. nefes alamamaktadır. 45 gün yaşam mücadelesi verir. ne böbrek kalmıştır ne ciğer. doktorlar der; yarına çıkmaz durumu çok ağır. ama gönül dinlemez. o vardır ve hep var olacaktır! hastanede geçirdiği süre zarfında nefes alamaz, komaya girer, tansiyonu 20 olur, vücud tarumar olur. sonra bir sabah 5:45 de telefon çalar. gözler anında açılır. zaten herkes tilki uykusundadır. evet final gerçekleşmiştir. aile fertlerinden başkasının kalkıp telefona bakması beklenir. sonunda hisse ablaya çıkar. kalkar, telefona bakar anayı babayı uyandırır zira artık o yoktur. halbuki küçükken eteğini yırtmışlığım vardır. büyüyünce ona etek almamı söylemiştir ta o zaman. ama ben maalesef etek borcumu ödeyemedim sana anneanne.. nur içinde yat.
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
insan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
CAHiT SITKI TARANCI
yook ! onun yaşam tarzı bir namazlık saltanat kadar değildi. aslanlar gibi şerefi ile yaşanmış seneler süren bir saltanattı. her acıyla yoğrulmuş dul bir kadıncağızdı o. şair başkaları için yazmış bu şiiri. bu benim anneannem olamaz.
candır, çalışan kızının bebegine bakandır, o bebegin 6-7 yaşına kadar anne dedigidir. dedeyle birlikte torun büyütmek gibi bir görevi üstlenmiş insandır. sabahın beşinde kalkıp su böregi yapmışlıgı vardır.
Bu dünyadan çok erken giden insan. parası olmamasına rağmen eve her geldiğinde mutlaka bana müşebbek kardeşime şam tatlısı getiren 3 aylığı yattığında kesinlikle bizi sahile götüren kardeşimi kıskanıp evden kaçtığımda sığındığım limanım. her ölüm erken derler birtanem ama seninki çok erken oldu daha yapacak çok şeyimiz vardı dedirten şu anda büyük ihtimalle cennetten beni izleyen insan.
çok ama çok uzaklarda olan melek yüzlüdür. beni bırak annem bile göremedi ki nasıl üzülmez insan. annem daha bebek için anneannem ahirete göçmüş. keşke bir kare de olsa bir resmi olsaydı. daha iyimseri keşke hayatta olsaydı saçlarımı okşasa, canım deseydi bana. çok ama çok özlediğim canımdır, aşkımdır, hayatımdır.