d: tontişim lipson değil lipton, lipton.
b: de hadi sigigit ordan. benden iyi mi bileceksin deyyus. lipson.
d: haha valla bi değişiksin. kızım okusana paketin üstünü. ne yazıyor. liiip-toon.
b: lipson o lipson.
2 gün sonra kendisinin misafirleri gelir. ben süzülürüm odaya rezil etmek için.
d: neydi bu çayın adı kız?
b: lipton.
d: lipson değil miydi ya?
b: sen iyice salak oldun oğlum. bırak o kızı, sana yaramıyor.
painkiller ramazan bayramı arıfesı dogmus * bır insandır. o zamanlar ramazan ayı temmuz ayıdır. anneanne ıle her gorusuldugunde bu muhabbet acılmaktadır. ancak bu sefer farklı bır dıyalog gelısmıstır..
a: ya ıste painkiller da arıfe gunu dogmustu, bayram hedıyesı oldu bızlere.. hava da ne sıcaktı.. sımdı ramazan bayramı kar kıs.. senın dogum gunun hala yaza denk gelıyor dımı?
Annane- Aloooo...
Baybars- Allluuoooooğğğ...
A- Yavrum nasılsın vs vs. bik bik dır dır annen orda mı cik cik.
b- Bilmiom evde mi yataktan çıktım.
a- Uvvvv.. Bu saate kadar yatıyo musun?
b- Ya geç yatıom... *
a- Napıosun geç yatıp???
b- internette falan takılıyorum...
a- O saatte internette ayıp* şeyler olur, ne işin var?!
b- Höe? Hahahaha...
a- Hehehehehe...
.
.
.
üniversite kazanılmış, şehir terk edilmeden önce anneanne ziyaret edilmektedir. anneanne nasihat verir:
+ bak yavrucum, orda şimdi kötü kötü kızlar olabilir, dikkat et.
- inşallah!
+ get, deyus...
anneanne ağlamaktadır, meyve onu ziyarete gitmiştir
meyve: anane nolduuuuuuuuuu
anane: kızım ühü de ühüüüü
meyve: anane noldu ya canım benim niye ağlıyorsun????
anane: deden ühü de ühüüü
meyve: noldu dedeme?
anane:bişi olmadı , allah onuuuuuuuuuuuuuuuu ühüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüü...
meyve: noldu ya konuşsana delirtme adamı
anane: dedenle kavga ettik, hüeeeee...
meyve: niye , naptın yine?
anane: hiiiiçç ,sadece kolumu kapıya çarptım ben o yanlış anladı,ühüüüü
meyve: nolcak çarptıysan , kolun morardı mı bakiyim anane?
anane: kızım işte şey sandı şeyyyyy
meyve: ney sandı anane?
anane: aptal kuyruklu kumbara anlasana şey sandı!!
meyve: ....
(5 saniye sessizlikten sonra)
meyve: anane , yuh yaaaa , sen altmış beş yaşındasın , morluğu puhahahaaa şey mi sandıııı ehuehueee( yarılmamak için kendinizi zor tutarsınız)
anane: ya işte bu deden böyle kızım, bu yaştan sonra onu aldattığımı düşündü
meyve: anane allah iyiliğinizi versin , ehueee =) sen de ona bugün yakasındaki kırmızı lekeyi sorsaydın =)
anane: ne lekesi meyve?
meyve: ne lekesi olacak anane, ruj lekesi!!
anane: hay başıma gelenlerrr, adam beni aldatıyor bu yaştan sonraaaaa
meyve: =) bak işte gördün mü sen d eonu kıskandın , demek ki birbirinizi hala çok seviyorsunuz ...
anane: tamam tamam , sen de az değilsin cadıııı
babaannem: ben artık eve gideyim yavaş yavaş
annem: napcaksın anne evde, osman aga * mı bekliyor ?
- bekler tabi adam geç oldu
+ iyi de anne, babam 5 sene önce öldü
- aa öldü dimi benim adam
+ öldü tabi söylemediler mi sana ?
- söylemişlerdi de unuttum ben
ev halkı: puahahahah
Anneannem her gece uyumadan önce dua eder. Bu gece de ilaçlarını içtikten sonra uyumak istediğini söyledi. Ama cebinden bir peçete çıkarttı.
+ o nedir anneanne?
- hiç, diş. benim dişim. Bu sabah çektim.
+ Nasıl yani, niye önceden söylemedin bize?
- hiçbir şeycik olmadı, kanamadı bile. Dur sen şimdi, ben dua edeceğim. Allah'ım dişimi çıkartmamda kolaylık sağladığın için şükürler olsun.
O sırada şaşkınlığın yerini gülüşmelerimiz aldı.
iyi ki varsın anneanne iyi ki.
evlerine misafirlige gidilen yasli adamin bir gözü kördür, karisi da sag ayagi hafif aksayarak yürümektedir. cay icilme evresinde ev sahipleri nezaketen sorarlar;
- daha nasilsiniz efendim?
anneannenin cevabi sayesinde rosie gülmekten kirildigi icin gecici olarak ortami terketmek zorunda kalir;
- nasil olalim. kör degiliz, topal degiliz allaha sükür, yasayip gidiyoruz.