gelmişsin ne iyi ettin.
bende çok özlemiştim. bilirsin söyleyemem bunu ben böyle öğrendim.
gelmişsin çok sevindim. ağladım hatta buğulandığını görünce gözlerinin
sen bilmiyorsun belki ben sen yokken de çok ağladım anne.
bir kaçı seni özledim diye..
görüşmeyeli neler oldu biliyor musun?
bir kaç sinir krizi birkaç içki şişesi devirdim
duymak istemezsin bunları o yüzden sana söyleyemedim.
görüşmeyeli ben aşık oldum anne.
bugün buluşmadan önce sana ilk defa aşkı anlatacağımın heycanını taşırken sen tuttun beni teyzemlere çağırdın anne.
neyse gece uzun yine anlatırım
sus anne ağlama
bak yan yana geldik tamam 4 gün sonra gidiyorsun yine
ama olsun
güzel günler gelecek.
anne sen yoldan topladığın yeni yetme ümitlerle geldin ben onları saçtım kendi toprağıma
şimdi nöbetlerime gülüyorum
aşık olduğum için hüzünbaz sahnelerde yaşamıyorum
mutluyum.
sağol anne beni doğurduğun için.
2 gün sonra sensiz kutlayacakta olsam sen olmasan olmazdı anne.
iyi ki varsın.
Aksamlara saliyorum gonlumude,seni unutmak zor geliyor be ana.
Senin gittigin yerlermi? Ben mi? Anlamadim ana neresidir gurbet??
Ama ogrendim..Aci olsada bu cektigim illet,buranin adi gurbet ana..
Yangin izlerini cizip,uzerine cehennem ruzgarlarini orttugun,
Kordugum,gordugum pislik icinde bir dugun..Sehrin isiklari lehbi,felsefesi dehni..
Kefeli kareli elbiseleri,yurekleri uzak yerleri ozleyenleri yutan bir canavarin dusunceleri var simdi aklimda
Kolay mi ana? Yillarca acisini cektigin,50 metrekarelerine vatan kokularini sindirdigin zindanlardan,
Kurtalmak,kacmak,yasamak? vatandan uzak ellerde aksam olunca yuregine coken illet,
Uzaklarda oldugun hasret,uyan ana,ac gozlerini bak bende ogrendim sen gibi,
Aksamlar uzerimde,buranin adi gurbet ana.
kendisi kadar sizi sevebilecek birini asla bulamazsınız. kaybetmeden önce değeri bilinmesi, arayıp hatrı sorulması gereken yüce insan...
hatta şimdi bile arayın bence. saat çok geç deyip yüzünüze kapamaz telefonu.
Düşmanımızın bile başına gelmemesini temenni ettiğimiz bazı durumlar vardır ya işte anneler gününde annesiz olmak da bu durumlardan birisidir.
insana en çok ölüm koyar, ölüm sonsuza kadar kaybetmektir oysa insanlar umutlarıyla yaşar. Ölüm arkada umut ya da sevinç bırakmaz.
Anne sen yedikçe ben doyuyorum diyebilen tek varlıktır. En kötü gününüzde bile yanınızda olacak tek yegane dostunuzdur.
Anne candır, nefestir, özlenen ve olmadığında insana en çok koyandır.
Ne kadar kızarsak kızalım sonunda affedebileceğimiz tek insandır.
Ama öyledir ki her şey gibi sonsuza gittiği vakit değeri tak eder insanoğlunun karmaşık duygularına ve her zaman bilirsiniz geceleri onun için ağladığınızda onun da sonsuzda sizin için kaygılandığını.
Anneler günü ticari amaçlar güden bir gündür. Duygular bir yere kadardır ve çiçekler para için satılır. insanların çiçek alabilecekleri bir annelerinin yaşayıp yaşamadıkları çiçekçiler için çok da mühim değildir ve evet o kara gün geldiğinde ateş düştüğü yeri yakar.
O gün geldiğinde anneniz yanınızda değilse diziniz uf olduğunda yarayı bir güzel soymak için kabuk tutmasını beklediğiniz günlerdeki gibi çocuk olursunuz yeniden. Zırlak ve masum bir nefes olursunuz. Teselli olsun diye eski anıları tekrar tekrar yaşarsınız zihninizde ama bilirsiniz ki hiçbiri yaşandığı kadar net ve kusursuz olmaz.
Anneler nereye giderse gitsin ten kokuları hep bilinçaltında olur. Sizi doğururken bile ölmüş olsa onu anımsatacak bir şeyler bulabilirsiniz sanki sizi yıllarca parklara götürüp dondurmalar yedirmiş gibi.
Anneniz size hala bir öpücük uzaktaysa gidin ve ona onu gerçekten ne kadar sevdiğinizi gösterinki bir gün anneler gününde annesiz kalırsanız anılarınızla ona gülümseyebilesiniz.
şu an yanımda olabilmesi için dünyaları verebileceğim insan. bebeklik iç güdümle aldığım o koku hala burnumda rüyalarımın içinde olunca bile sevinmiyorum kokusu yok. anlıyorum rüya bu, kaçıp gidiyorum. her düşündüğümde daha çok özlüyorum.
yüzleşemediğim en büyük korkumun onu kaybetmek olduğunu malesef kendime itiraf ettiğim insandır. bir kere sarılabilsem keşke...
dünyada karşılıksız seven tek canlı derler ya doğru sanırım.
çok saçma bir konuda anneme bağırdığım zaman içimdeki o duyguyu anlatmak imkansız. küfür üstüne küfür ediyorum kendime. tüm gün evde çalışır ama akşama yemek yapmayı da ihmal etmez. ama öküz ben patlıcanı yemem diye olay çıkartırım. yine o duygu içimi kaplar. küfür üstüne küfür yine. üzülür yüzünden bellidir. ama o bağırmaz ben bağırdım diye. üzülür. keşke bağırsa üzülmese öyle. yüzü asılmasa.
giderim yanına öperim, koklarım affeder hemen. eşek sıpası anneye bağrılmaz der. o ona yeter. güller açar yüzünde özür diledim diye.
korkum, gün gelecek patlıcan yemeği yapamayacak olması.
bu aralar sıcaklığına ve gücüne en çok ihtiyaç duyduğum.
uzak bir yerlerden bile, sevgisini dalga dalga yollayabilen kraliçe arı.
onsuz sakat kaldığım.
özellikle ergenlik döneminde kızdırdığınız zaman ona bağırıp çağırdığınız an gözleri dolup odasına çekilendir anne. uğruna her şeyin göze alınabileceği kavga ettikten sonra düşününce sarılıp ağlamak istenendir en değerli varlıktır anne.