3 yasınızdayken size özenle yemekler hazırladı. Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.
4 yaşınızdayken elinize rengârenk kalemler tutuşturdu. Evin bütün duvarlarına resim yaparak teşekkür ettiniz.
5 yaşınızdayken sizi cici kıyafetlerle süsledi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü. Sokaklarda "GITMIYCEEEEEEEM" diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
7 yaşınızdayken size bir top hediye etti. Komşunun camini kırarak teşekkür ettiniz.
9 yaşınızdayken size dualar öğretti, siz her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.
11 yaşınızdayken sizi arkadaşınızla sinemaya götürdü "Sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz.
12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi. O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.
19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampusa götürdü ve eşyalarınızı taşıdı.
Arkadaşlarınız alay etmesin diye kampus kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.
21 yaşınızdayken iş hayati ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi. "Ben senin gibi olmayacağım" diyerek teşekkür ettiniz.
22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gururla sarıldı. Avrupa seyahati için para isteyerek teşekkür ettiniz.
25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için hem mutlu oldu hem çok duygulandı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
30 yaşınızdayken bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi. "Artik bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz.
40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum gününü hatırlattı. "Anne işim başımdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz.
50 yaşınızdayken o çok hastalandı, hafta sonunda onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu.
Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken bir gün..... o öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi duştu....
Bazı insanlar vardır ki çok severiz, hayatımızın bir parçası olur, nefesimizdir, suyumuzdur, her şeyimizdir. Benim için bu insan dünyaya geldiğim ilk andan itibaren annem oldu. Çalışkanlığıyla, güzelliğiyle, zevkiyle, işini sevmesiyle, bilgeliğiyle ve her türlü hareketiyle bana rol model oldu. Her zaman her şeyin en iyisine sahip olmam, iyi bir çocukluk geçirmem, iyi bir çevre sahibi olmam için babamla birlikte çok çalıştılar ve onların sayesinde harika bir hayatım oldu. Her zaman yanımda olan ve beni destekleyen bu güzel insan bugün 55 yaşına giriyor. 55 yıllık ömrünün 20 yılını bana adayan harika bir insan, harika bir anne. Doğum günün kutlu olsun, meleğim..
Dünyada anne sevgisi kadar kutsal, yüce bir duygu yoktur. Anne sevgisi evren kadar sonsuz, hayat kadar tatlıdır. Dünyada anne kucağından daha sıcak bir yer, anne ninnisinden daha güzel ve hüzünlü bir müzik yoktur. Anne, hayatımızın en kutsal ve yüce varlığıdır. Bir annenin kalbinde tarifi olmayan bir sabır, cesaret ve dayanıklılık vardır.
Bu dünyada annem ve babamdan daha çok sevdiğim başka kimse yok. Onlar bana hayatımın en güzel, en tatlı, en mutlu anlarını yaşatan kutsal insanlardır. Bugün annemle konuşurken önümüzdeki ay annemin doğum günü olduğunu hatırladım, aslında doğum günü hep aklımda, o günü hiç unutamıyorum ve unutmayı kendime ayıp biliyorum. Onun her doğum gününde mutlu olduğum kadar üzülüyorum. Yaşının üstüne bir yaşın daha gelmesi, yaşlanması, eskisi kadar iyi olmaması gerçekten beni üzüyor.
insanları sevmeyi, dünyayı sevmeyi, insanlığı öğreten ilk kadın...
el kadar bebesin. altına falan yapıyorsun. doğru dürüst yürüyemiyorsun bile. malın önde gidenisin yani. kendi haline bıraksalar 24 saatte ölür gidersin yani. bokunda boğulursun.
ama bırakmıyorlar işte. öpüyorlar. kokluyorlar. okşuyorlar. en soğuk günlerde bile sıcacık hissettiriyorlar sana kendini. aptalca gülümsemelerinin yegane sebebi oluyorlar.
ilk defa geldiğin ve hiç tanımadığın bir gezegende her şeyi tanımak, anlamak, anlamlandırmak hepsi onların sayesindedir. en başta sevgiyi öğretiyorlar, sonra geriye kalan şeyleri... ellerinden geldiğince, kültürleri yettiğince... karınca kararınca yani...
insan olmak ne demek eğer bu dünyada birileri bunu iyi anlamışsa bunun tohumlarını ilk olarak anneleri ekmiştir kalplerine. sevgisiz büyüyen insanların insanlıktan nasiplerini almamış olmaları tesadüf değil...
anne olmanın ne olduğunu anlayamam hiçbir zaman ama tahmin edebilirim. ektiğim kıçı kırık bir tohumu sularken, onun büyümesini, fidan olmasını, ağaç olmasını, meyve vermesini izlerken heyecanlanıyorsam ve bu basit olay bile beni iyi hissettiriyorsa, bir annenin çocuğuna gösterdiği ilgi, şefkat ve değerin bunun milyonlarca katını olduğunu tahmin etmek zor değil.
annelik kutsaldır diye bir klişe var ya. az bile söylenmiş. her anne bir tanrı sayılır. kadın olmak, kız olmak, dişi olmak, xx kromozomuna sahip olmak tanrının bir lütfu. tanrı yardımcısı gibi bir şeysin. dünyaya birilerini getiriyorsun.
insan doğuruyorsun insan bunun daha ötesi olamaz... hatta bütün bunları idrak edememiş, kadınları ikinci sınıf olarak gören öküzleri bile...
dunyanın en guzel kucagina sahip, en guzel kokan,
harikulade bir varlıktir,temizlik yapacagi tutan, temizlik
konusunda kayisi kopardigindan temizlikci gelecek diye evi temizleyen
balans ayari kacmis temizlik kaynagidir, mutfakta yasayan, evde herkesi
idare eden ve geceleri baba denen yasal sevgilisiyle sevisen bi tur canlidir, iyiligin, merhametin, acaaip bir sefkatin, sadakatin, sevginin
guclerini birlestirdigi sonsuz bakiredir.