Ondan uzakta olmanıza gerek olmayan zamanlarda da ortaya çıkar. Mesela hayatın zorlukları omuzlarınıza bindiğinde, kötü, hain insanlarla karşılaştığınızda o sıcacık insanı özlersiniz daha da çok.
(bkz: gurbette hasta olmak) bir sıcak çorba yapanının olmaması çok koyar adama. herşeyi kendin yapman gerekir. hasta hasta kalkar kendine birşeyler hazırlarsın, hastaneye gitmen gerekiyorsa giyinip o buz gibi soğuğa çıkarsın. hastaneye gideceğim diye uğraşırsın. ahh annem olaydı bunların hiçbirine gerek kalmazdı diye içinizden sürekli alt yazı geçer...
(bkz: bir tek annem olsun bana bir şey olmaz)
evde yemek pişmediği temizliğin ihmal edildiği sınav dönemleri değil, hayır onlar değil. anne bu anne, hizmetçi değil. dışarda da yemeğini yersin, eve gelen temizlikçide aynı işi yapar. ama anne çok başkadır. anne melektir. anne nazını çekendir. annenin sıktığı portakal daha şifalıdır, annenin dokunduğu el başının ağrısını alır, hem de en yüksek ağır kesicinin yapamadığını yapar, hem ağrın geçer hem de huzurluca uyursun. anne en iyi pskologtur. anneye anlattığın dert sonrası ' üzme kendini canım' lafı her derde deva olur. annedir bu anne, huzurun ta kendisi!
üniversitedeyseniz ve hayat çok zorsa, yemek yapmak istiyor ama yapamıyorsanız, temizlik yapmak istiyor ama ortalığı batırıyorsanız, sizi dünyaya getirip büyüten meleğe sarılmak istiyor ama sarılamıyorsanız işte o anlar anne özlemi tavan yapar.
tabii bu saydıklarım annesini kaybetmiş kişilerin acılarının yanında sıfırdan ibarettir. *