kanepenin tepesine çıkıp parende atma boynu yamultma canının yanması annenin kızması ama yine de tekrar tekrar aynı şeyi yapma. ah çocukluğum.. geri verin lan bana.
küçükken anneannemlerin evin de her gece yaşanan hadise.
anneannemlerin çok tatlı bahçeli iki katlı bir evi vardı. hep yer de yatardık. mis kokulu tertemiz çarşafları dünyanın en rahat yer yataklarına sererdi annem. tam yorganı serdiğin de üstüne atlar bu taraf benim diye ablamla kavga ederdim. o kadar çirkeftim ki istediğimi yaptırana kadar mızmızlanırdım. anneannem de bırak yatsın derdi. o yorgana atladığım da ki o soğukluk. anneannemin her gece bizimle uğraşması. güzel günlerdi. mekanı cennet olsun. en huzurlu uykumu o ev de o yataklar da uyudum sanırım.
çok klişe olacak ama her şey ne kadar da hızlı gelişiyor, değişiyor be. yorgana atlama mı dersin, zile basıp anneden para isteyip bakkaldan bir şeyler almak mı dersin, hoca ödev olarak 1 sayfa yamuk çizgi çiz dediğinde çizemiyorum diye ağlamak mı dersin.
şimdi o çocukla bugünkü ben aynı kişi miyiz diye düşününce bi garip oluyor insan evet. muhtemelen bugün yaşadığımız sevinç ve sıkıntılar da yıllar sonra garip gelecek. bugünümüzü hatırlayınca vay be diyeceğiz.
ömür kısa. nelerin peşinde koştuğumuza dikkat etmek lazım. nelere üzülüp nelere sevindiğimize. ömrümüzü neyin peşinde geçirdiğimize falan.