ulan zaten çocuğum. iki dakka eğlenicez, taşşak yapıcaz, "pat!" annem babam ayrılıyor.
ufak ta bir kardeşim var. abilik içgüdüsüyle ki sikeyim öyle içgüdüyü, ne acıyı hissettiriyor insana ne de mutluluğu, gayet normal karşılıyorsun her boku.
çocukken başıma gelen durum. zerre üzülmedim. en az annem kadar sevindim. çünkü ben iki tarafında mutlu olmasından yanaydım. sırf babamın tabuları yüzünden ertelenip durulan bir durumdu. oh iyi oldu.
kötü olan ne?
toplumun seni zorla üzmeye çalışması... nasıl mı? aynen şöyle diyaloglar gelişir;
-bıdı bıdı bıdı bıdı.
-annemle babam ayrılar benim.
-aaaaa! üzülüyo musun?
-yoo.
-ayy niye ki? annenle baban boşanmış, nasıl üzülmüyosun?
üzülmedim kardeşim! neyine baskı yapıyosun? birde meraklılar var ki onlar hiç çekilmez;
-bıdı bıdı bıdı bıdı.
-annemle babam ayrılar benim.
-aa! niye ki?
-(sananeyse) anlaşamadılar, ayrıldılar...
-aayy... olsun canım ya, üzülme.
halkın öyle bi bakış açısı var ki bu duruma, illa çocuklar üzülecek, psikolojileri bozulacak... evde her gün kavga, bağırış görünce bozulmuyorda, boşandıkları zaman mı bozuluyor? gayetde sağlıklı yetiştim bugüne kadar.
çokta güzel avantajları oluyor. iki tane ev, belki iki tane bilgisayar, iki tane harçlık... en önemlisi her iki evde huzur...
bugün eşşek kadar olmuş bir kızım.
6 ay sonra mezuniyetim var.
annem ve babam mezuniyetime ayrı ayrı gelecekler. annem elbette ki benim evimde kalacak, peki babam?
mezuniyet sırasında beraber oturmayacaklar, yemek yerken, fotoğraf çekilirken..
yıllar sonra evlenicem..
beni kimin evinden istemeye gelecek müstakbel eş adayım?
kimin evinde bağlanacak kuşağım, koluma kim girecek evden çıkarken.
doğrudur bunca yıl geçmiş belki alışmam lazım ama geçen her yıl başka bi sorumluluk yüklerken omuzlarıma o en çok ihtiyacım olanlar beraber duramayacaklar baş ucumda.
atsan atılmaz satsan satılmaz evlat yüreği, her mutluluğumda biraz buruk atacağım adımımı hayata.
ama doğrudur yine de belki alışmam lazım "ayrılığa"...
iyi ya da kötü olması anne babanın kişiliklerine, uyumsuzluk derecesine ve böyle bir sorunla karşılaşınca neyi odak aldıkları önemlidir. insan olarak kendi düzenlerini bozmamak için birlikte kalmak, ya da çocuğun akıl ve ruh sağlığı için bunu çocuğa, yavrucağıza bu normal durumu normal olarak açıklamak. ikincisi perfektto şekilde gerçekleşirse ve anne baba insan olmaya devam ederlerse bir sorun olmaz kanımca.*
ufak yaşta çocukları bunalıma sokan durumdur. zaten ufak yaşta tüm çocukların ota boka bunalıma girdiği göz önünde bulundurulursa yapılmaması faydalıdır.
basları harikadır bi ondan para alırsın bi ondan, ayrı ayrı gönlünü hoş tutmaya calısırlar, sonra bi yerde boka sarar. ne olursa olsun anne bi tanedir bi.
off çok fenadır. dışarıdan bakınca harçlık artar , ilgi alaka tavan yapar zannedilir ama isterse haftalık 300 kağıt atsın yinede çok kötüdür. anlatılması zordur . hele birde yanınızda küçük kardeşinizde varsa felaket olur ağlarsınız. annenin yanındayken babayı , babanın yanındayken anneyi özlersin. kendini o eski türk filmindeki annesiyle babasını barıştıran , barış elçisi çocuk misyonunda zannedersin.
nerden gördüm lan bu başlığı şimdi. yok oğlum ağlamıyorum soğan yaktı valla bak.
çok kötü bir durumdur hele ki küçük yaşta başınıza gelmişse.
ilk okula başlarsınız öğretmeniniz sorar "aranızda annesi babası ayrılmış olan var mı?"
bir parmak havaya kalkar ürkekçe işte o anda tüm gözler size çevrilir.herkes acır gibi bakar size, saçma sapan sorular gelir beraberinde. sizi işaret eden çocuğun parmağını kırmak gelir içinizden. sanki onları siz ayırmışsınız gibi bazen suçlanırsınız,kendinizi suçlarsınız. ne saçmadır ki sizi dışlayabiliyorlar. işte böyle başlıyor insanlardan nefret etmeniz sonrası belli belirsiz...
arada kalan çocuğun hayata 2-0 yenik başlamasıdır.
bastığınız toprak gürültüyle yarılır ve siz o yarıktan aşağıya yuvarlanırsınız. yara bere içinde kalır her tarafınız. bir daha ne sol yanınız tam olabilir ne de sağ. arada kalırsınız. ama hep yalnız.
en çok çocuklar etkilenir fakat bu etkilenme düzgün gitmeyen evlilik ilişkisini görmelerinden iyidir. hergün kavga, hergün bağırışma, hatta dayak... bunları yaşamaktansa boşanmayı görmeleri binlerce kay daha iyidir.
bazı psikopat çocuklara göre de, annenin de babanın da kendisini daha çok çocuğa sevdirmesi için attığı taklaları görmek, ona hediyeler alınması gibi avantajları vardır. (bkz: benim bildiğim biri var)
geçinemedikleri taktirde en doğru verilmiş karardır. ama çocuklarla irtibatı kesmemeye özen göstermek gerek. çünki bu durumda en günahsız olanlar onlardır. psikolojilerinin bozulmaması için özen göstermek gerekir.
evet çok kötü.
çocuğun da psikolojisini çok olumsuz etkiler, çocuğumuza bunu yapamayız.
ama birde şu taraftan bakmak lazım;
anne ile baba beraber. yani beraber dediysek sadece aynı evde, biri salonda uyuyor, biri yatak odasında.
baba 15 dakika gecikse eve, anne inceden laf sokuyor...
yemek az pişmiş olsa baba başlıyor senin becerin bu zaten, bi yemek yapmayı bile beceremiyosun diye...
telefon faturası geliyor; artık kimlerle konuştunda bu kadar fazla geldiyse...
bi yere kadar sabrediliyor böyle yaşamaya, çocuk için yani. o mutlu olacak ya, annesi babası gibi üzülmeyecek ya.
anne başlıyo vırvıra, baba sinirleniyor ve el havaya kalkıyor, anneye doğru...
sonra köşeye büzüşmüş oturan çocuk dikkat çekiyor, el orda kalıyor...
ama çocuk mutludur digmi? sonuçta birlikteler ya anne ile baba...
bu en sevdiğiniz kişiye işkence yapılmasını izlemek gibi.bazen dersiniz ya bu acıyı çekeceğine ölse diye. evet bunu söylerken içi acır insanın ama acı çekişini izlemek kadar değil...
anne ile babanın ayrılması da böyle işte.çocuğa huzursuz bir hayat sunacaklarsa ayrı ayrı ama huzurlu iki hayat sunsunlar...
birbirlerinin yüzüne bakacak halleri kalsın.
geçmişte yaşananlar temiz kalsın hiç olmazsa.
evet.
arada çocuk var, arada çocuk olduğu için gerektiği yerde bitirilmeli o evlilik.
annesiyle babasının kavgalarını izleyerek büyümemeli...