yarım saattir bu başlığa bakıyorum, yeminle hiçbir bok anlamadım. düşündüm ama lan baktım baya başlığa böyle, ne biliyim zorladım kendimi ''anlayabilirsin, yapabilirsin sadece biraz gayret ve sabır'' şeklinde kendi kendimi motive ettim. ama olmadı yani.
anne omzunda hiç ağlamamış olmaktır. veya anne omzunda ağlayıp, sevgili omzunda ağlamamaktır. veya ikisinin de omzunda ağlamamaktır. sevgilinin omzunda ağlayıp annenin omzunda ağlamamak da olabilir. ya da anne omzunda sevgiliyi düşünüp ağlamak da olabilir.
mevlana bi ömürle tanımlamış biz bi entryde cevaplayacak değiliz..
sözümüz tam olmasa da esirgeyecek halimiz yok, sevgiye dair..
sevgi'yi ilk annede yaşar insan, ilk onla hisseder, ama nankörlük gereği, insnalık gereği daha doğrusu, daha ilk öğrendiği şeyi satıverir. sevgiyi bi kızın omuzlarında arar, anne omzunda anne şefkatine sığınıp emzik istediği güne muhalifçe, inatla ve tabi nankörce..
nanköre nankörlük eder sevgi, inadına kavuşturmaz sevenle sevilenin yüreğini, yakar birini, kör eder ötekini, aşka dönüşür illa, nankörlük ettirir nanköre.. nankörlük eder nanköre..
yeter!
şimdi bi milyon vicdan yapıp hakkı hukuku kendi yanıma çekmek isterdim ama, böyle nankörlüğe kıl oluyorum, kılımı da kıpırdatırsam nankörüm.
bi gün olsun annenizin gözündeki şefkati görmeden, önemsemeden başka gözlere gitmesin gözünüz, caymasın gerçek gözlerden, kaymasın el gözlerine, hele kem gözlere denk gelirse, bulanmasın gözleriniz..