huzurun bir kokusu varsa, odur.
ama hep temasla hissedilmez, sesiyle bile rüzgara dağılıp, 600 kilometreyi aşar gelir, en son burnunuzda kalan ve aklınızı meşgul eden değme ağır kokuyu dağıtır, mutlu eder.
uzak kalinmadan ne kadar guzel oldugu anlasilmayan kokudur. oyle bir kokudur ki, ne sevgilide vardir oylesi ne de en yakin dostta. bazen yaninizdan biri gecer annenizin parfumunu kullanan, icinize cekersiniz anne ozlemini gidermek icin. ama annenin tenine karismadigindan aynisi degildir. yine de hatirlatir annenizi ne kadar cok ozlediginizi. telefon acarsiniz, sesini duyarsiniz ama kokusu olmadan bir seyler eksiktir.
anne kokusunun karismadigi hayatta, bir seyler hep eksik kalir.
anne´nin boynunun altinda sakli olan kokudur. oradan derince ice cekilmesi kiside tiryakilige sebep verir.
Anneye daha ski bir sekilde baglanmaya sebeptir, o an anne ne derse "evet anne" dedirtir.
çocukluk ve ilk gençlik yıllarında birçoklarının olmazsa olmazı, sonraki yıllarda özlenilen, ancak işin içine sigara kokusu girdiği için kokuyu içine çektiğinde önce afallatan, ardından kaçıran yine de en saf koku.
eğer gitmişse artık bir rüzgar eksilmiştir coğrafyanızdan. bir çiçek daha açmadan solmuştur. anlamı çoğalan kokudur. hatırlaması bile gözyaşını çağırır arka sokaklardan/sayfalardan/dizelerden/.
hangi kokuyla tarif etmeye kalksanız mümkünü olmayan kapılar açılacaktır önünüze. gidişi/eksikliği/yokluğu/o kokunun olmaması bir daha koku alamayacaksınız demektir. *
hissedildiği anda, vücudun tüm savunma mekanızmasının iflas ettiği, bünyenin kendini yumuşak bir yatakta hissettiği, berrak bir suyun içine dalmış olma hissinin uyandığı, dünyanın umursanmadığı, tuhaf bir ağlamak duygusunun beyni işgal ettiği, yelkenlerin suya indiği, korkulardan uzaklaştıran kokudur.
anne kokusu, burnumuz başka ten kokuları ile tanışmadan ve tamamiyle masumken; yaşamın kokusudur.
korunmanın, sevilmenin, huzurun, uykunun, kendini alabildiğine bırakışın kokusudur. bir kelebek için kozanın kokusu gibi..
burumuza sevgili kokusu değince bu kokunun tadına varırız ve anne kokusuna ihtiyacımız eskiye oranla azalmıştır. çok canımız yandığında, onarılma için gene annemizin kokusuna sığınsakta, toparlandıktan sonra yeniden sınf sınff diye dolaşmaya başlarız.
gün gelir, tüm bu kokuların üstüne çıkan bir kokuyla tanışırız. üstüne çıkan demek belki doğru değildir, hepsinin yeri ayrıdır kıyaslanmaz ama öyle hissederiz, hepsinin üzerinde.. bebek kokusu...
tutkunluk yaratacak, tüm hayatını baştan sona değiştirecek, içindeki en vahşi yanı ve içindeki en verici yanı keşfetmeni sağlayacak bir koku..
tarifi imkansız yumuşacık bir koku...