hayatınızın ilk on-on iki senesini doğuda geçirirsiniz ki bu en azıdır. anne hakim baba avukat abi emniyet muduru dediğinizde insanlar bir durur düşünüz ki bunu öyle herkese de söyleyemezsiniz.
okulda başarılı, ahlaklı, terbiyeli olmak zorunda kalırsınız ki en ufak bir hata veya falsonuzda iki alimden bir zalim çıkmış gibi yuhh deyimlere maruz kalırsınız.
devlet, vatandaş gibi terimlere çabuk alışırsınız, en az on yaşında cmuk un açılımını bilirsiniz. hakim, savcı, polisin de birer insan olduğunu anlamayıp da bunlar hakkında atıp tutanlara nefretle bakarsınız.
iyi tarafları da var elbet...
mesela onlarca kez karakola gidersiniz ama her gidişinizde emniyet amirinin size ikram ettiği şeker, çikolata ve gazozlardan içep geri dönersiniz.
araba öğrenmeye yeni başlamışken ara sokaklardan birinde bir polis minibüsünün önüne aniden çıksanız bile polis, yanınızdaki size arabayı öğreten adamdan bu falancanın anne hakim baba avukat abi emniyet muduru derse, polis hımmm diyip çekip gidebilir.
ama genellikle bu kombinezon farklıdır.
baba hakim anne öğretmen abi avukat...
ya da
baba hakim anne öğretmen abi üniversite öğrencisi...
ya da
baba hakim anne hakim abi üniversite öğrencisi...
ya da
baba hakim anne öğretmen abi siz...
-annen ne iş yapıyor ufaklık?
- hakim.
-baban ne iş yapıyor evlat?
- avukat.
-abin ne iş yapıyor canım?
-emniyet müdürü.
-bi imzalı resminizi alabilir miyim???
ütopik bir varsayım. bir ailede hukukçu varsa o ailede emniyet teşkilatından dahil olmayı seçen olmaz. hukukçuların doktorlardan sonra ifrit olduğu bir meslek grubu varsa o da polislerdir.