herşeyden önce karşılıksız saf sevgi tabiki çocugunu gördüğünde gözlerindeki (bkz: mutluluk),dokunurken içinde hissettiği ve tarif edilemez bir şekilde insanın kendi içinde de hissettiği (bkz: şefkat).
kişiye göre değişiklik gösteren şeylerdir. lakin bir de "ahmet kaya anne deyince akla gelen şeyler" vardır ki, oy oy... metrisin önünde adlı parçasında öyle bir "annem" der ki üstat, zannederim ondan güzel telaffüz eden yoktur bu kelimeyi.
şaka bir yana ana en iyi yardır. Var oldukça hep arkamızdadır. Çocuğunun istediği yemeği yapabilmek için gözü kızarana kadar soğan doğrayandır, çocuğu ağlayınca gözleri dolandır, çocuğu hastalanınca sabahlara kadar uyumayandır, yani ana yar gibidir.
sürekli kolunun altında notebook taşımak, zeka oyunları oynamak, chat yapmak, ekmek kızartmak, sarı saç, çekik göz, ego, 35 numara ayak, hasır alyans, çekirdek çitlemekten aşınan dişler, biriyle karşılıklı cam açtığımızda(nasıl beceriyorsa artık) "zooing" diye arkadan çıkıp karşı tarafa el sallaması, "artık hayvan istemiyorum bu evde" dedikten bir gün sonra eve kedi-köpek getirmesi, yaz sabahlarında beni uykudan kaldırıp, bahçede yaralı güvercin olduğunu ve iyileştirmenin bana düştüğünü haber vermesi, canını sıkacak bir şey olduğunda bana; "cüce", ablama; "çirkin" demesi, aynı ayakkabıyı görüp vitrine yapışıp ayakkabıyı önce davrananın kapması, midye, kokoreç, keşkül, kışın dondurma yemek, tahta kaşık fetişisti olmak, göbek atmak, uzun hava okumak, keyif için evden çıkılması gereken gecenin kör saati pıs pıs kapıyı açıp yavaşça kapatması... gibi gibi şeyler hatırlatır bana "anne" kelimesi.