kadıköy boğa da anne ile beraber karşıya geçilmektedir.trafik sıkışık bi sürü insan ile cadde tam bir kaostur.bu esnada arkada yürüyen balmsd annenin ayağına basar.annenin ayağından ayakkabısı çıkar ve caddenin ortasında kalır tam o esnada yeşil ışık yanar anne hoplaya zıplaya * caddenin ortasında ayakkabısını almak için arabaları durdururken bir yandan da bağırır:
-inşallah senin de ayağına basarlar da sen de çıplak ayak yerlere basarsın **
alınmaması gereken beddualardır, ancak anneler babalardan daha duygusal yaklaştıkları için her kızgınlıklarında bi bedduacık ortaya atabilirler o ayrı.
- allah sana da senin gibi çocuk versin.
+ inşallah.
~
- inşallah karın işkembe çorbasını çok seven birisi olur.
+ öyle birisiyle evlenmeyeceğimi dikkate almalısın anne.
örnek vermek gerekirse, saç baş birbirine girmiş annemle teyzemin karşısında onları durduramayan anneannemin ağlarak "biriniz dağlar ardına, biriniz denizler ardına gidin de hasret kalın birbirinize" duasından yıllar sonra bu beddua hatırlandığında fark edilmiştir ki o kızlarıdan biri toros dağlarının arasında diğeri bir sahil kasabasında yaşıyordur ve birbirlerini senede topu topu iki hafta görebiliyorlardır.
anne süt verdiği için çocuğuna söylediği bu tür bedduavi sözler tutmazmış.
bu mantıktan yola çıkıldığında babaların ki tutar o zaman. Allah babaların sadece hayır dualarını nasip etsin bizlere...
