en nefret ettiğim bir sorudur.
insanları derecelendirmek, özel konulara girmek ve bunu "söylemek zorundasınız." gibi hissettirmek aşağılık bir dengedir.
bana sorulduğunda:
"benim babam, benim hayatım sana ne ulan?" diye bilseydim keşke.
ben küçükken anne babamın ayrıldığını söylemek istemezdim. babamdan bahsetmeyi de. o yaşlarda bu utanılacak bir şey olabiliyor. yüzleşmek, söylemek istemiyorsunuz. bu sorulduğunda ciddi ciddi yalan söylemişliğim, babamı almanya'ya çalışmaya göndermişliğim var. düşüncesiz, çocuk psikolojisinden anlamayan, adamına göre muamele etmek isteyen binlerce öğretmen var bu ülkede. bunu yapanlar da bu gruptan işte.
Eskiden bir öğretmenimin sorduğu sorudur. Bazen insanı utandırır, biliyodur sınıfın çoğu fakir ya da orta halli öğrencilerdir ama şerefsizliğine sorar yine de.
Sunifta sorarak hata yapan ogretmendir. Bu isi form doldurtmak yolu ile yapmasi getekir. Ogrenci hakkinda mali durumu saglik durumu gibi bilgiler ogretmenler icin cok onemlidir.
Şerefsizin teki. Sana ne çocukların anasının babasının işinden. Durup dururken küçükcük sınıfın içinde sosyal sınıflar oluşturmak nasıl bir gerizekalılık ürünüdür?
üvey babasıyla yaşayan ve babasını uzun yıllardır görmeyen çocuklara, hangisini söyleyeceği konusunda düşündüren, ve cevabı ne olursa olsun üzen sorudur. evet.
Sozde ogrenciyle tanisip yakinlik kuracak hadi ordan. Ilk gun iki soru sorup yerine oturtur sonra yil boyu not derdinden sus oturdan baska mevzu acmaz . Tanismak istiyosan karsindakiyle ilgilen ailesiyle degil sanane mesleginden sen cocugun algisiyla senden beklentisiyle derse ilgisiyle ilgilen ha bi sorun mu hissettin cek koseye cocugu az bi samimi ol ölmezsin rutbe kaybetmezsin ozamn sor ailesel bi sorun mu kendinle ilgili mi ha o zmn gel buyur selamlar senin olsun .
köy okulunda okumuştuk ve çoğumuzun babası işçi annesi ev hanımıydı bizim sınıfta da annesi babası bizim okulda öğretmen olan bi çocuk vardı öğretmen anne baba mesleklerini sorunca hepimiz bona hayran hayran bakmıştık.
Yanlış yapan öğretmendir. Annesi babası olmayan var, çalışmayan iş bulamayan falan var, bir de ailesinin iyi mesleği olanlar daha çocukluk yıllarından bunun ekmeğini yemeye başlıyor. Bir öğretmen adayı olarak kısmet olur öğretmenlik yaparsam öğrencilerime bu soruyu sormayacağım, aileleriyle değil kendileriyle ilgileneceğim.
en önden itibaren sırayla herkes kendini tanıtmaktadır ve sıra hızla size doğru gelmektedir. zilin çalmasına yakın bir saatte olduğunuzdan dolayı, içinizden 'hadi lütfen çal' yahut 'hay senin yapacağın işi sikeyim' diye geçirmektesinizdir. tam yırttık, bu faslı atlattık demişken bu öğretmenin yaptığı da iş midir şimdi? ne yazık ki kaçınılmaz olan sıra size gelir. adım emir soyadım demir derken annem ev hanımı şurada oturuyoruz vesaire diye hızlıca araya bir sürü gereksiz bilgi sıkıştırıp baba kısmının es geçilme ihtimalini denersiniz. tabii yavşağın asıl derdi babanızla olduğundan sormaz olur mu baban ne iş yapıyor diye. haa babam.. dersiniz. ve bir yalan uydurursunuz. ben genelde muhasebeci derdim. çok kere okul değiştirdiğimden dolayı her gittiğim okulda sınıfın genel durumuna göre bir meslek söylerdim. baktım gariban sınıf o zaman babam güvenlik görevlisi derdim. okul dışındaki yerlerde de benzer durumlar yaşanmıyor değil tabii ki. dershane de falan da aynı sorulara maruz kalınmaktadır. bir kaç defa da gerçeği söylemeyi denersiniz, direkt babam vefat etti dersiniz. o anda tüm sınıfın bakışlarını üzerinizde hissetmenin tiksintisini yaşarsınız. size acıyanlar falan olur. öyle işte.. tez zamanda yok olmasını dilediğim gereksiz bir ilk gün ritüelidir.
en sinir olduğum durumlardan birisidir. kendim de hissettim o ezilmişlik durumunu. sanırım okul hayatımdaki ilk küfürü o öğretmene ettim. 1. sınıfta, o vakitler babamın işyeri krize girmişti ve kendisiyle beraber onlarca kişi işsiz kalmıştı. 3 ay işsiz gezdi babam o dönem. ne gerek var yani kendi maaşını babamınkiyle karşılaştıracağım diye beni orda rencide etmeye düşüncesiz, gereksiz insan.