zamanında kitap yakmak yerine kitap okumuş anne babaya sahip olmaktır.
eşitlik kokmaktır , komşun aç iken evde koca bir dilim bifteği mideye indirmemektir.
bir lahana çorbasının yarısını mehmet amcaya :
amca annem gönderdi diyerek vermektir.
çocuklarına kendi görüşünü empoze etmeyen oğlum ne olursun uzak dur diyen anne babaya sahip olmaktır.
güzel bir dünya düşlemektir ailece
it gibi korkmadan inadına özgürce...
bir anka kuşundan son gelen edit:
tuzu kurular demişsin çok ayıp etmişsin , evinde lahana çorbası pişen kaçta tuzu kuru vardır bir araştır.
bizimde savaşımız bu yüzden hocam senin anan babanda okusun düş kurabilsin diye.
saygılar.
Brecht'i, Nazım'ı neredeyse doğuştan bilmektir, özgür düşünebilmek, eleştirel bakabilmektir. Bazen de aman bizim çektiklerimizi çekmesin diye bilinçli olarak lümpen yetiştirilmektir. mümkün değildir o ayrı.
çok büyük bir ayrıcalıktır. senin benim anama babama benzemez yani.
eşitlik kokmakmış...
kitap okumuş ana-babaya sahip olmakmış...
çorbayı paylaşmakmış...
güzel bir dünya düşlemekmiş ailece...
it gibi korkmadan özgürce... *
benim anam-babam adam akıllı okumamış... cahil diyebiliriz kendilerine... babam küçük yaşta tamircinin yanında çıraklık etmiş... hiç eğitminini almadığı halde, kendi kendine icatlar yapıyor evde...
kitap yaktılar mı bilmiyorum... ama yaksalarda bu kitaba karşı nefretten değil eziklikten olurdu... okumamışlar... okuyamamışlar... onlar istemez miydi daha bilgili, kültürlü olmayı?
çorbayı ancak kendileri de bulduysa paylaşmışlardır... güzel bir dünya düşlememişler, düşleyememişler hiç... düşe vakitleri mi olmuş? ne düşü lan? ne düşü? açlıktan ağzı kokan adamın ne düşü olur?
benim anam babam eşitlik kokmuyor ne yazık ki... sonuna kadar adaletsizlik kokuyor... o senin dediğin, tuzu kuruların eşitliği... ve hala kendilerini üstün görme tripleri yok mu... benim anam babam sonuna kadar cahildi... hala öyleler... bundan utanmayacak kadar da yüzsüzüm...
annenin ve babanın, en azından birinin örgütlü olduğu anlamına gelen tanımdır. ama tanımladığı çocukları acıtır. mesela; babası vurulmuştur belki bir sokak başında...
mesela; greve gittikleri için işten atılmıştır annesi, aç kalmışlardır.
mesela; hapse girmiştir babası, hem de çook uzun süre mesela 10 yıl. hatta belki asmak istemişlerdir babasını "tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil" etmekten.
mesela; annesini gözaltına alıp 90 gün boyunca işkence edip hatta belki bir insan bedenine yapılabilecek en aşağılık saldırı olan "tecavüz"ü bile hakgörmüşlerdir kendilerine...
mesela; 12 eylül'ü hatırlayamayacak denli küçük olmasına rağmen ve ailesi tarafından "bu da solcu olmasın" diye korunup kollanmasına rağmen, siyasetten uzak tutulmasına rağmen içgüdüsel olarak politiktir.
mesela; "babam ve oğlum" filmini izlerken acıdan çok öfke duymana sebep olacaktır.
tüm çocukluğunu hasretle geçirmiş çocuktur ve bu hasret hiiççç bitmeyecektir.
bu hasrette emeği bulunanlar hesap versin istiyordur...
ileride felsefeye düşkün bir çocuk olacağı kesindir. Fakat anne babanın kominist olması çocuğunda kominist olmasını gerektirmez. (bkz: Annesi babası kominist olan bazı çocuklar vardır ki sağcı yandaşıdır).