annedir. bunun seçimi bile yapılamaz. baba haklı bile olsa, anneye kıyılamaz. babamın, anneme bağırması bile ondan soğumama yeter de artar.
ana, lan o. dokuz ay karnında taşıyan, sırtında taşıyıp hacca götürsen yine de hakkını ödeyemeyeceğin insan. yeri geldi mi, baba gibi evine ekmek bile getirip, çocuklarını doyuran insan.
önce itina ile iki taraf da körüklenir. kavga harlanmışken müstehzi bir edayla "n'apıyorsuz kuzum siz" bakışı atılır. tongaya düşmüşlük hissinin vereceği hınçla iki tarafın da ortak düşmanı haline gelmek suretiyle muvakket sulh sağlanır. ha, olan size mi olur. e olacak o kadar!
taraf tutulmaması gerekir. çünkü onlar her kavgasında kendilerini biraz daha kıran olacaklardır. sen kırılmaması gerekensindir. bu hayatı da sen yaşayacaksındır.
olay yatıştırılmaya çalışılmalıdır.olmuyorsa her iki tarafa da doğrusu ve yanlışı söylenip iki tarafında hatalarını anlamaları ve ortamın yatışması beklenmelidir.
baba haklıysa; anneyle başbaşa kalındığında aslında sen haklısın ama alttan al büyüklük sende kalsın şeklinde telkin verilmelidir. aksi takdirde ters teper. keza babada da öyle.
eğer haklı olan tarafla karşı karşıya kaldıysanız ona da; boşver, başka derdimiz mi yok, büyütülecek bi mesele değil bu, haklısın ama alttan al kıvamında cümlelerle; sen büyüksün hadi alttan al psikolojisine sokmalısınız o insanı. diğer türlü o da haklı olduğu için; haksız olduğu noktalar olsa dahi görmez onu.
ama ikisi yanyanayken konuşmak çoğu zaman boka sarar. en iyisi tek tek konuşmaktır.
Ben ay yeter be diye bağırırım.
Babam : Annen başlatıyo kızım.
Ben : Sen sus sende bağırıyorsun.
Annem : Hep baban hep baban.
Ben : Seninde sesin az çıkmıyo ama anne yani kafam şişti.
Annem : Ama en çok baban bağırıyor değil mi kızım ?
...
olgun davranıp aralarını bulmaya çalışırım ben. ama tartışma değil de babanın anneyi tartakladığı bir durum olursa kusura bakmayın o baba her şeyi hak eder.
kavga terimi, sınıfsal bağlam dışındaki hadiselerde, hadiseyi anlamayı, analizi güçleştirir.
bu, terimlerin, kavramların genişleme ve daraltılmaya karşı korunmasızlığından ileri gelir.
evde kavga oluyor, ediliyor dersek, anlamamız gereken baba kükremiş önüne geleni yermisin, yemez misin hali.
sık rastlanılan olaydır. ama burada taraf bağlamı sorgulanabilir mi. hangi çocuk annesinin şiddete maruz kalmasında annesinin yanında olmaz. ama bu taraf olmak, babaya karşı çıkmak değil sadece, insiyakidir, insanlık bağlamıdır. zira şiddeti uygulayan artık insanlık sınırı dışında eylemektedir.
münakaşa durumu farklıdır. ses perdesi yüksek de seyretse ki, hep böyle olur, ama orta yerde tartışılan bir durum vardır. çocuk yaşının kaabiliyeti çerçevesinde bir tarafa hak verir, verebilir, yani taraf olur, olabilir.
bu taraf olma da yanılabilir de. ama insan değil midir yanıla,düşe öğrenen.
tanıklıklar, çocukların iler ki yaşamında mutlaka etkili olacaktır.
şiddetin her türünün dışlandığı hayat, evlatlarımızın doğarken sakatlanmasının önünde tek teminattır.
taraf tutmamalıdır. kavgaları sırasında savunduğunuz kişinin avukatlığını yaparken saygısızlık edebilirsiniz ne olursa olsun bizi büyüten yetiştiren insanlara yapılmamalı. onlar barıştıktan sonra haksız duruma düşen taraf siz olabilirsiniz.
(bkz: karı ile koca arasına girilmez)
standart olarak haksız bile olsa anne tutulur. çünkü genetiğimizde zayıftan yana olma vardır. kavganın ilk ateşi geçtikten sonra annenize haksız olduğunu söylemekse kazandığınız bonusları kaybetmenize neden olsa da vicdanınızı rahatlatacak ve ilerideki bu konuyla ilgili yeni tatsızlıkların yaşanmasına karşı bir nebze tedbir görevi görecektir.
en güzeli odana çekilip dinlemektir. Çünkü 2 tarafta kendine göre haklıdır ve birini diğerine savunduğunuzda ' sen zaten hep babanı / anneni' tut olur, ikisinede yaranamazsın bir de üstüne eleştiri alır azar işitirsin. O yüzden susmak en güzelidir.