cinsellik dendiği zaman akla ilk gelen isimlerden birisinin kızı olarak yıllarca psikanaliz çalışmalarının içinde olmasına rağmen bakire olarak ölmesi iddiaları hususunda tersi için yemin edebilirim ama ispat edemem.
Babası sigmund freud tarafından üzerinde analiz ve gözlemler yapılmış, sorunlu bir çocukluk yaşamış ve belkide bu sorunları yüzünden çocuklar üzerinde psikolojik araştırmalar yapıp enstitüler kurmuş, psikanaliz'in önde gelen isimlerinden bir tanesi.
Babasının üzerinde analizler yapmasından sonra babasına karşı bir aşk duyduğu söylenir. Hatta şuan ismini hatırlayamadığım bir konferansta bir hastasından bahseder gibi baba-kız arasında ki aşk ilişkisine değinmiş, insanın benliğini tatmin yoluyla cinsel tatmine ulaşacağını belirtmiştir. Bu konuşması sayesinde dönemin psikolog ve psikanalizcileri arasında tanınmıştır.
Üzerinden tartışma yürütülebilecek bir geçmişe sahip kendisi.
var olmasaydi, sigmund freud'un bu denli islevsel calismalar yapamayacagi kisidir.
s. freud ne yapti? kizini gozlemledi. etik olmasa da ona psikanaliz yapti. ve kizinin catismalarindan dolayi bir suru kuram olusturdu ve daha niceleri...
anna freud ne yapti? bazi kesimlerce "babasinin gozune girmek adina" yaptigi calismalar ile yine psikoloji bilimine olumlu katkilarda bulundu. savunma mekanizmalari vesaire...
surec her ne olursa olsun, bu iki isim olmasaydi psikolojide pek cok bosluk doldurulmadan kalabilirdi...
ergenlik döneminde karşılaşılan entelektüel düşünce çabalarını, gerçekle alakalı sorunların çözümü olarak görmeyip, içgüdüsel olarak oluşan gerginliğin soyut düşünceye aktarılmasına bağlayan psikolog.
sigmund freud'un, hem kızı hem sekreteri, hizmetçisi hem de deneğiydi. karısının ölümü sonrası, freud a en yakın kişi oydu. ve her şeyiyle ilgileniyordu. anna, bir erkek olsadı, babasının kendisine mesafe koyacağını, ama bir kadın olduğu için babasının böylesi bir kontrol mekanizmasına, kendini rakip olarak görmeyeceğinden sebep, gerek duymadığını söylüyord. kendisine göre, bir tür entelektüel deneme, duygusal kültürlülük örneği olarak, gizliden gizliye kızını izledi, ama piskanaliz kurallarını aşarcasına, onu tahlil etti. ama bu ensest sayılmazdı. zira, ileri boyuttaki ilişkilerinde bulunmayan tek şey buydu.
bir psikanalistin hastalarına uyguladığı psikanalizin aslında kendisine uyguladığını yani psikanalistin hayatının ömür boyu devam eden bir psikanaliz olduğunu söyleyen baba freudun kendi kızına yaptığı psikanalizler sonunda kendisinde acaba ne gibi yanlışları saptadığını düşünmeden edemiyorum. kızı anna'ya yaptığı psikanaliz sonunda kızının çocukluk dönemi kuramlarını daha iyi anladığı ve bunun sonucunda psikiyatriye yöneldiği söylenir ama bunda babasına en çok benzeyen çocuğunun da yine anna olması beni başka kuramlara da götürmüyor değil. baba-kız aşkını anlattığı fantazi ve hayalleri yenmek kitabında anna, babasına olan aşkını uzun süren psikanalist çalışmalarıyla yendiğini söylediği kişinin hastası olduğunu iddia etse de aslında o kişinin kendisi olduğunu biliyoruz. bu nedenle babasına ötenazi yapmasında takılıp kalıyorum. tamam onu seviyor ve acı çekmesini istemiyor olabilir ama bunda yatan asıl mesele bu ensest sevginin sonlandırılmak istenmesimiydi? ve anna kurtulabildi mi? çünkü anna'nın hayatının geri kalanını bir kadınla yaşayarak tamamlaması acaba freud kendi kızına psikanaliz yaparak her şeyi sarpa mı sardırdı diye beni düşündürmüyor değil. ama yine de anna'nın çok başarılı olması da babasına bağlıydı. yani babasına teşekkür mü ediyor yoksa kızıyor mu işte bu çözümlenmeyecek bir soru.
Sigmund Freud'un kendisi gibi psikanaliz çalışmaları yapan kızı. Babası bebeklik ve erken çocukluk dönemine önem vermişken Anna freud çocukluğun önemini yadsımasa da ergenlik dönemine daha çok önem vermiştir.
1895'te Viyana'da doğup 1982'de Londra'da ölen Anna Freud, Sigmund Freud'un en küçük kızı ve babasının çalışmalarının en sadık takipçilerindendi. Çocuk psikanalizinin ilk ve önde gelen uygulayıcılarından olan Anna Freud, gençliğinde yaptığı ilkokul öğretmenliği sırasında çocukları yakından gözleme imkânı buldu. Babası tarafından eğitilerek mesleğe başladı ve çocuk analizi üzerine çalışırken babasıyla yakın işbirliği içinde psikanaliz kuramını geliştirdi. 1925-28 yılları arasında Viyana Psikanaliz Derneğinin başkanlığını yaptı. Benin kişilik gelişimindeki etkileri ve savunma mekanizmalarının önemini vurgulayan Das Ich und die Abwehr mechanismen (1936, Ego ve Savunma Mekanizmaları, Bağlam, 1989) adlı çalışmasıyla ben psikolojisinin gelişimine önemli bir katkıda bulundu. 1938'de hasta babasıyla birlikte Nazi tehdidinden kaçarak Londra'ya yerleşti; 1945'e kadar Hampstead'deki bir çocuk yuvasında çalıştı. ikinci Dünya Savaşı sırasında ailesiz kalmış çocuklar üzerinde yürüttüğü çalışmaları Young Children in Wartime (1942), Infants without Families (1943), War and Children gibi kitaplarında aktardı. 1947'de kurduğu Hampstead Çocuk Terapisi Kliniğinin 1952-82 arasında yöneticiliğini yaptı. Özellikle babasının ölümünden sonra Melanie Klein'la sürdürdüğü sert tartışmalar ingiliz Psikanaliz Derneğinin bölünmemek için iki paralel grup halinde çalışmasına neden oldu. Anna Freud'un çalışmaları özellikle Heinz Hartman ve Erik Erikson tarafından geliştirilmiştir.**
sigmund freud un kızı. kendisi de babasının izinden gitmiş ve psikanaliz üzerinde çalışmış. baba freud un bazı tespitler yapmak için kızıyla ilişkiye girdiği söylenir bu da kuyruklu bir yalandır.