bir cümle ya da parağrafta gereksiz yere, yanlış olarak kullanılmış bu sebeple anlatılmak istenileni tam olarak anlatamayan karma karışık bir durum yaratan kelime, ek ve dahi cümlelerin yol açtığı anlam yitmesi.
genelde semantik, morfolojik, fonetik açıdan hatalı gramer yapısından kaynaklanır.
anlama dayalı ve yapıya dayalı bozukluk olmak üzere 2 ana başlık altında incelenir.
1- anlama dayalı anlatım bozuklukları
a) gereksiz sözcük kullanımı: kendi arasında 4 e ayrılır.
a1)eş ya da yakın anlamlı sözcüklerin aynı cümlede kullanılması.
ihale davasını kaybettiğini hiç olmazsa bana haber verseydin bari.
a2)bir cümlenin anlamı cümledeki başka bir sözcükten de anlaşılıyorsa o sözcüğün kullanılması da anlatım bozukluğuna yol açar.
yarışmada birinci olduğu için sevinçten etekleri zil çalıyordu.
a3)aynı anlama gelen ek ve sözcüklerin aynı cümle içinde kullanılması.
koşmasının nedeni, otobüsü kaçırmış olmasındandır.
a4)yardımcı eylermlerin gereksiz kullanılması.
arkadaşım ahmet hasta olmuş.doğrusu: (bkz: arkadaşım ahmet hastalanmış)
b)yanlış sözcük kullanımı: kendi arasında 3 e ayrılır.
b1)ses benzerliği nedeniyle birbirleriyle karıştırılan sözcükler.
binaları çok yaklaşık yapmışlar. (bkz: yakın)
b2)yanlış anlamda kullanılan sözcükler:
akaryakıt ücretlerine yapılan zamnlar dün açıklandı. (bkz: fiyat)
b3)bağlaçların yanlış kullanılması:
bu işi de başardı; oysa çok yeteneklidir. (bkz: zaten)
c) yanlış yerde kullanılan sözcükler:
bakan birkaç gün içinde yapımı tamamlanan fabrikayı hizmete açacak.
d)anlamca çelişen sözcüklerin kullanılması:
bundan aşağı yukarıtam 3 yıl önce tanıştık.
e)kalıplaşmış sözcüklerin yanlış kullanımı:
bir süre siz bize konuşabilseydik keşke. (bkz: biz bize)
f)anlam belirsizliğinden kaynaklana anlatım bozuklukları: kendi arasında 3 e ayrılır.
f1)virgül eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu:
bebek arabasında oturuyor.
f2)kişi zamiri eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu:
sesinin güzelliği herkesi etkilemişti.
f3)karşılaştırma cümlelerindeki anlatım bozukluğu:
ben pastayı kardeşimden daha çok seviyorum. **
2-yapıya dayalı anlatım bozuklukları: şu maddelere dikkat edilmelidir.
*bağlaç varsa bağladığı sözcüklerin anlam ve görevine dikkat!
*sıralı cümleler varsa bu cümlelerdeki öge uyumlarına dikkat!
*tamlamalara ve tamlama eklerinin uyumuna dikkat!
*fiilimselere ve bu fiilimsilerin uyumuna dikkat!
*yapım ve çekim eklerinin uyumuna dikkat!
evkur'un "hiç peşinatsız 10 ay taksit" sloganında bas bas bağıran kavramdır. "peşinatsız" desene şuna be adam, "hiç peşinatsız" ne ya?
bir de ingilizlere, amerikalılara güleriz neden "I+never+olumlu fiil" kullanıyorlar diye* bizimkilerin de onlardan aşağı kalır yanı yokmuş yani *
ayrıca bir de alfinfra red ısıtıcı reklamında söylenen "cebiniz yanabilir hatta tutuşabilir" cümlesinde de kendini belli eden olaydır. "tutuşma" kelimesi zaten "yanma"nın başlangıç evresine verilen addır. yani tutuşmalar yayılırsa, üzerinde ateş oluşan nesne bu sürecin bitiminde "yanar".
pek cok sekli vardir ama "fazla kelime kullanimindan kaynaklanan anlatim bozukluklari" diye gecen cinsi turkce'nin en sacma formu olsa gerek. yani tamam, noktalama isaretlerinin yanlis kullanilmasindan dolayi (oku baban gibi (,) adam ol esek olma- babasi mi esek yoksa babasi mi adam? ), kelimenin yanlis kullanilmasindan dolayi (ali babacan turkiye'nin 2010 yilinda daha da gelisecegini savundu - gelecek ortada bir tez yoksa savunulmaz - iddia edilir), anlam bulanikligi ( eve geldigini duymadim- onun mu? benim mi? ) bunlara tamam. bunlar ciddi bir anlatim bozuklugu, niye anlatim bozuklugu ? su yuzden, karsidaki sizin ne ifade ettiginizi tam anlamiyla anlamaz. ortada bir bulaniklik olur. hele yanlis kelime kullanimi hepten iletisimi koparir.
ama turkce'de soyle bir sey var : kullanilabilecek en az kelimeyi kullanarak anlatmak
boyle bir kural var. yani sizin fazladan kullandiginiz her kelime anlatim bozukluguna giriyor. oysa sizin fazladan kelime kullaniyor olmaniz cumlenin yapisini veya anlatmak istediginiz seyi degistirmiyorsa - ki degistirmez- ne gerek var buna anlatim bozuklugu demeye? bosu bosuna insanlarin sirtina yuk bindirmek bu. (.... 2 ay sureyle acik kalacak...) 2 ay zaten sure belirtir, sure kelimesini kullanmaya gerek yoktur burda anlatim bozuklugu vardir.
dil insanlara bu kadar kulfet olmamali. sirf kural olsun diye de olmasin bazi seyler. oss ye girdigim sene de buna mana verememistim, ustunden yillar gecti hala mana veremiyorum, yuzyillar gecsin yine de mana veremicem. cumlenin ne soylemek istedigini anliyorsan fakat bir anlatim bozuklugu bulmak icin pur dikkat kesiliyorsan o cumleye, o cumlenin anlatimi bozuk degildir arkadasim. anliyorsun iste, anlamissin anladigin sey nasil bozuk olur?
hemen hemen her aşık salağın yaptığı bir anlatım bozukluğu durumu:
-fikriye ben seni seviyorum bilion muuu
fikriye hanım biraz suskunluk takınıyosa salak erkek devam eder gözlerindeki bilmem hangi tür ışıktan falan filan anlayıvermişcesine...
-he, biliyorum sen de beni.
aslında insanları yanlış anlama bozulukluğu kadar kötü olmayan, ösym'nin yaptığı bir çok sınavda sorduğu soru türü olmakla birlikte, günlük yaşamda yaptığımız en büyük hatalardan biridir.
'o, bu sınavdan değil 85, 100 bile alamaz'.
'yüksek sesle konuşmam faranjit olmamı sağladı.'
'çocukların birbiriyle uygunluk içinde olmaları beni sevindirdi.'
'ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.'
'Geceye birçok davetliler katıldı.'
yaşamın her anında içiçe olduğumuz bir durumdur;
örneğin güzel türkçe adlı sitede sözüm ona bize türkçe konusunda önderlik etmeye çalışanlar bile "içerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir." yazarsa bizim gibi biçareler ne yapmaz.
konuşma dilinde inatla ve ısrarla yapılmaya devam eden ama yazı dilinde allaha şükür kurtulduk diyebildiğimiz tamlama bunun en bariz örneğidir..
''eski devlet bakanı''
doğrusu ''devlet eski bakanı''..