bugün

anlatımım bozuk olduğundan hiç bir zaman çözemediğim sorular.
sozlukteki her 10 kisiden en az 4'unun yaptigi sey.

edit: evet, saydim. superim.
KULAĞINI DÜZ YOLDAN DEĞiL DE, TERS YOLDAN YANi KAFANIN ARKASINDAN KOLUNU UZATIP TUTMAYA BENZER ŞEY. MESELA;

SEN Mi SEVMiYORSUN BENi DE, BEN Mi SEVMiYORUM SENi? VB
öss türkçe bölümünün en kalleş konusu. ayrıca;
(bkz: yazım yanlışları)
dünya'nın en çok yapılan şeyidir zannımca... ulan bunun kurallarına uyacak olsak konuşamayız ki...
şişli belediyesi'nin esentepe'de astığı afişten:

"sorun değil, çözüm üretiyoruz..."
geçen otobüste muhabbet ediyoruz. cümlesinde otobüsün geçmediği vakit olarak geçenlerde oldugu anlatılmaktadır. bozuktur. cümleye su kaçmıştır.
(bkz: ben gidiyoz)
işte birkaç örnek;

'o, bu sınavdan değil 85, 100 bile alamaz'.
'yüksek sesle konuşmam faranjit olmamı sağladı.'
'çocukların birbiriyle uygunluk içinde olmaları beni sevindirdi.'
'ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.'
'Geceye birçok davetliler katıldı.'
aslında insanları yanlış anlama bozulukluğu kadar kötü olmayan, ösym'nin yaptığı bir çok sınavda sorduğu soru türü olmakla birlikte, günlük yaşamda yaptığımız en büyük hatalardan biridir.
anlatım arızası. *
başta çok sıkıcı ve zor olan ama konuyu öğrenince çok zevkli gelen,kitap okuyarak ve her cümleyi analiz ederek üstün başarı gösterilen türkçe konusu.

(bkz: umarım anlatım bozukluğu yapmadım)
hemen hemen her aşık salağın yaptığı bir anlatım bozukluğu durumu:

-fikriye ben seni seviyorum bilion muuu
fikriye hanım biraz suskunluk takınıyosa salak erkek devam eder gözlerindeki bilmem hangi tür ışıktan falan filan anlayıvermişcesine...
-he, biliyorum sen de beni.
pek cok sekli vardir ama "fazla kelime kullanimindan kaynaklanan anlatim bozukluklari" diye gecen cinsi turkce'nin en sacma formu olsa gerek. yani tamam, noktalama isaretlerinin yanlis kullanilmasindan dolayi (oku baban gibi (,) adam ol esek olma- babasi mi esek yoksa babasi mi adam? ), kelimenin yanlis kullanilmasindan dolayi (ali babacan turkiye'nin 2010 yilinda daha da gelisecegini savundu - gelecek ortada bir tez yoksa savunulmaz - iddia edilir), anlam bulanikligi ( eve geldigini duymadim- onun mu? benim mi? ) bunlara tamam. bunlar ciddi bir anlatim bozuklugu, niye anlatim bozuklugu ? su yuzden, karsidaki sizin ne ifade ettiginizi tam anlamiyla anlamaz. ortada bir bulaniklik olur. hele yanlis kelime kullanimi hepten iletisimi koparir.

ama turkce'de soyle bir sey var : kullanilabilecek en az kelimeyi kullanarak anlatmak

boyle bir kural var. yani sizin fazladan kullandiginiz her kelime anlatim bozukluguna giriyor. oysa sizin fazladan kelime kullaniyor olmaniz cumlenin yapisini veya anlatmak istediginiz seyi degistirmiyorsa - ki degistirmez- ne gerek var buna anlatim bozuklugu demeye? bosu bosuna insanlarin sirtina yuk bindirmek bu. (.... 2 ay sureyle acik kalacak...) 2 ay zaten sure belirtir, sure kelimesini kullanmaya gerek yoktur burda anlatim bozuklugu vardir.

dil insanlara bu kadar kulfet olmamali. sirf kural olsun diye de olmasin bazi seyler. oss ye girdigim sene de buna mana verememistim, ustunden yillar gecti hala mana veremiyorum, yuzyillar gecsin yine de mana veremicem. cumlenin ne soylemek istedigini anliyorsan fakat bir anlatim bozuklugu bulmak icin pur dikkat kesiliyorsan o cumleye, o cumlenin anlatimi bozuk degildir arkadasim. anliyorsun iste, anlamissin anladigin sey nasil bozuk olur?
yanlış bir hata yapmaktır.
ilk defa ne zaman icat edildiği bilinmemektedir.
evkur'un "hiç peşinatsız 10 ay taksit" sloganında bas bas bağıran kavramdır. "peşinatsız" desene şuna be adam, "hiç peşinatsız" ne ya?
bir de ingilizlere, amerikalılara güleriz neden "I+never+olumlu fiil" kullanıyorlar diye* bizimkilerin de onlardan aşağı kalır yanı yokmuş yani *
ayrıca bir de alf infra red ısıtıcı reklamında söylenen "cebiniz yanabilir hatta tutuşabilir" cümlesinde de kendini belli eden olaydır. "tutuşma" kelimesi zaten "yanma"nın başlangıç evresine verilen addır. yani tutuşmalar yayılırsa, üzerinde ateş oluşan nesne bu sürecin bitiminde "yanar".
anlama dayalı ve yapıya dayalı bozukluk olmak üzere 2 ana başlık altında incelenir.
1- anlama dayalı anlatım bozuklukları
a) gereksiz sözcük kullanımı: kendi arasında 4 e ayrılır.
a1)eş ya da yakın anlamlı sözcüklerin aynı cümlede kullanılması.
ihale davasını kaybettiğini hiç olmazsa bana haber verseydin bari.
a2)bir cümlenin anlamı cümledeki başka bir sözcükten de anlaşılıyorsa o sözcüğün kullanılması da anlatım bozukluğuna yol açar.
yarışmada birinci olduğu için sevinçten etekleri zil çalıyordu.
a3)aynı anlama gelen ek ve sözcüklerin aynı cümle içinde kullanılması.
koşmasının nedeni, otobüsü kaçırmış olmasındandır.
a4)yardımcı eylermlerin gereksiz kullanılması.
arkadaşım ahmet hasta olmuş.doğrusu: (bkz: arkadaşım ahmet hastalanmış)

b)yanlış sözcük kullanımı: kendi arasında 3 e ayrılır.
b1)ses benzerliği nedeniyle birbirleriyle karıştırılan sözcükler.
binaları çok yaklaşık yapmışlar. (bkz: yakın)
b2)yanlış anlamda kullanılan sözcükler:
akaryakıt ücretlerine yapılan zamnlar dün açıklandı. (bkz: fiyat)
b3)bağlaçların yanlış kullanılması:
bu işi de başardı; oysa çok yeteneklidir. (bkz: zaten)

c) yanlış yerde kullanılan sözcükler:
bakan birkaç gün içinde yapımı tamamlanan fabrikayı hizmete açacak.

d)anlamca çelişen sözcüklerin kullanılması:
bundan aşağı yukarı tam 3 yıl önce tanıştık.

e)kalıplaşmış sözcüklerin yanlış kullanımı:
bir süre siz bize konuşabilseydik keşke. (bkz: biz bize)

f)anlam belirsizliğinden kaynaklana anlatım bozuklukları: kendi arasında 3 e ayrılır.
f1)virgül eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu:
bebek arabasında oturuyor.
f2)kişi zamiri eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu:
sesinin güzelliği herkesi etkilemişti.
f3)karşılaştırma cümlelerindeki anlatım bozukluğu:
ben pastayı kardeşimden daha çok seviyorum. **
2-yapıya dayalı anlatım bozuklukları: şu maddelere dikkat edilmelidir.
*bağlaç varsa bağladığı sözcüklerin anlam ve görevine dikkat!
*sıralı cümleler varsa bu cümlelerdeki öge uyumlarına dikkat!
*tamlamalara ve tamlama eklerinin uyumuna dikkat!
*fiilimselere ve bu fiilimsilerin uyumuna dikkat!
*yapım ve çekim eklerinin uyumuna dikkat!
Türkçe'nin en eğlenceli konularındandır, ama öğrenene kadar adamın anasını ağlatır.
en keyiflileri mantıksal hata içerenlerdir;
- kral ölürse halk kendine yeni bir kral seçer. *
- yarın elma ekmeye gidiyoruz. *
bir cümle ya da parağrafta gereksiz yere, yanlış olarak kullanılmış bu sebeple anlatılmak istenileni tam olarak anlatamayan karma karışık bir durum yaratan kelime, ek ve dahi cümlelerin yol açtığı anlam yitmesi.
genelde semantik, morfolojik, fonetik açıdan hatalı gramer yapısından kaynaklanır.
öss dönemindeyken anlatım saçmalaması olarak hem isimlendirdiğimiz hem de örneklendirdiğimiz hede.
insanın zihnini tırmalar.
türkçe de hiç sevmedim bir konudur.bir zamanlar girdiğim öss de türkçe de yapamadım tek soru anlatım bozukluğudur.
ne........ ne....... kalıbından sonra yine olumsuz bir eylem kullanırsanız çıkan anlam olumludur olumsuz değil.

örneğin; ben ne futbolu ne basketbolu oynayamam. olumsuz bir anlam vermez tam aksine bu iki oyunu da oynayabildiğini anlatır halbuki ben ne futbolu ne basketbolu oynayabilirim denirse anlam olumsuzdur kişi basketbolu da futbolu da oynayamadığını anlatır ama biz de cümlenin sadece sonuna bakılıyor ama cümle bütündür.
bu konuyu anlatırken kendi konuşmalarınızdan bol bol örnek verebileceğiniz, sinirden gülme krizlerine girdiğiniz, bir an gelip konuşmaktan vazgeçirten, ilginç bir dil ve anlatım dersi konusudur.