sabahları çalar saatten önce uyanıp, uyuyacak birkaç saatin daha olmasının verdiği zevk,
kaybedilen çok değerli bir şeyin, kısa süre sonra bulunmasıyla yaşanan sevinç,
güne, sevgilinin sesiyle uyanmanın verdiği mutluluk,
bir parça çikolatanın ağızda bıraktığı enfes tat,
tuttuğun takımın attığı golden sonra gelen, içten, gerçek "gooooooooooollll" nidası,
taze bir ekmeğin köşesinden koparıp yemek ve buharın genize dolması,
yağmurlu bir günde, yerden yükselen toprak kokusu,
ve
soğuk bir kış günü, sol yanında yanan ateşe inat buza kesmiş bedenin, sevgilinin tek bir bakışıyla eriyip gitmesi..
gerçek anlamda; bahsedilmesi güç olan yaşanmışlık..
mecaz anlamda; başınızdan geçen şukela bir olay sözcüklere dökülürken kelimelerin kifayetsiz kalması durumu..
böyle bir şey yoktur.insanların her türlü eylemi ya da dünyadaki her şey anlatılabilir.anlatma insanın dili bilme ve kullanma gücüne bağlıdır.bu sözle yaşamak anlatmaktan daha iyi denilmeye çalışıyorsa o zaman yaşamak anlatmaktan daha iyi denilmelidir.
yağmurda sırılsıklam olup,sıcacık eve girince kıyafetlerini değiştirdikten sonra,sıcak bir çay/kahve alıp,yağmuru izlerken sigara içmek.mutluluğun formülü de diyebiliriz bu duruma.