insanı üzer. Sadece fıkra değil espri yaptığımızda da kimsenin gülmemesi insanın sınırıni bozar. O gün size komik gelen bir fıkra ve espri aklınıza gelir. Ardından anlatır ve gülmeye başlarsınız ama tek siz gülüyorsunuzdur.
kişi olayın kendisinden kaynaklandığını düşünmeyip tekrar anlatma gafletinde bulunursa işleri iyice batırır. bazen de bu konudaki azmi, bitmeyen ısrarı güldürür insanı.
aslına bakılırsa anlatılmadan önce kişi bunun farkına varır. fakat içinde olan anlatmja isteğinin önüne geçemez ve olaylar gelişir.
doğal olarak kimse gülmez o kişi de fıkranın ana teması hakkında biraz bilgilendirme yapar. yani kısacası sıçtıkça sıçar ve artık dinleyenler daha vahim duruma gitmemesi için konuyu dağıtmaya çalışırlar.
Anlatan için (bkz: yerin dibine girmek) durumdur. biraz olsun durumu kurtarmak için aşağıdaki taktik kullanılabilir.
- ondan sonra şöyle şöyle oldu.
- eeee ?
- ne eeee si bu kadar işte.
- tamam da bunun neresi komik.
- anlamadınız mı oğlum, ondan sonra böyle olmuş işte.
- iyi de bunun neresi komik.
- ya bırak abi siz ne anlarsın kapasite meselesi bu. gidin kendinize göre şeyler bulun, anlatanda suç zaten.
"şimdi ben anlatamadım da bizim bi arkadaş var o çok güzel anlatıyo bunu yerlere yatarsın gülmekten " şeklinde sıçıp sıvazlama örnekleri de görülebilir.