kendisi bizim imal usulleri hocamızdır. Gerçi sadece onunla sınırlamamak lazım çok var etrafta böyle. Gider internetten 1-2 tane slayt bulur , alır eline kitabı ; onlarda ne varsa aynısını yazar. Sorduğunuz sorulara genelde cevap alamazsınız. Daha doğrusu size cevap verir ama verilen cevabın sormuş olduğunuz soruyla pek alakası yoktur. Hele ki ders sayısal sorularında işin içine girdiği bir dersse yandınız ! Adam 1 saat boyunca tahtada tek bir soru için uğraşır , formüllerle , nereden geldiği belli olmayan değerlerle öğrencinin kafasını iyicene siker. Üstüne tam soru çözüldü derken başta bir yerde yanlış bir değer aldığını görür orayı düzeltir.Sonrası sil baştan zaten. Öğrencinin kafa bi güzel olur böyle.
Egolarından da geçilmez böyle insanların. Sınavlarda , sanki kendisi çok biliyormuş da anlatabilmiş gibi gider en kazık soruyu sorar. Kendisi o soruyu çözemeyeceğinden muhtemelen bir kitaptan cevaplı bir soru almıştır. Sonuç olarak final sınavından 41 aldınız aldınız , ha alamadınız mı ? o zaman kaldınız.
hocaların birçoğu bu durumdadır. özellikle üniiversitelerde formasyon sahibi olmayan akademisyenler. sadece uygulama hakkında bilgi sahibidirler ve teorik onlar için zordur.