anlatacak çok şey varken susmak

    67.
  1. çaresizliktendir. yoksa susmak zor eylem. içinize atıp - mış gibi yapmak herkesin harcı değil büyük olgunluk ve sabır gerektiriyor.
    9 ...
  2. 79.
  3. Söz gümüşse Sükut Altındır.
    9 ...
  4. 4.
  5. sessizce adaletin tecellisine inanan bünyenin haklı eylemidir. susar ve koskoca kalbinde mahkum eder herkesi ve herşeyi. zaman denen deli tanrının dakikalar veya saatler vaadine yetecek tepkisi yoktur...susar...yıllara ve belki bir ömre yetecek kadar söyleyecek kelimeler biriktirmiştir.. saçar onları sustukça samanyolu gibi zamana.....yatar ve uyur her gece huzur dolu. suskunluk yalnızlıktır. tanrısal bir cezadır aslında..susmak ceza mıdır? yalnızlık mıdır susmak?...bu en yüce ödüldür. tanrının bile katlanamadığı yalnızlığa sahip olmak sonunda.
    9 ...
  6. 72.
  7. bazen susmanın , çok şey anlattığını yeğlemektir. anlatacak çok şey olunca anlattığınız vakit , çok anlaşılır hale geldiğiniz anlamı taşımıyor zaten.
    6 ...
  8. 5.
  9. konuşacak çok şeyi olanların, suskunluğu büyük olur.
    5 ...
  10. 80.
  11. Ya kelimeleriniz bitmiştir ya da anlatacağınız kişi gözünüzde bitmiştir.

    Birincisinde yorulduğunuz için, ikincisinde ise emek vermeye değecek bir şey kalmadığı için susarsınız.
    5 ...
  12. 8.
  13. bir internet geyiği ile açıklanabilecek durum. en copy pastesinden;

    susarız

    konuşulan konuyu boş, basit ve anlamsız buluyoruzdur, konuşmayı da gereksiz ve anlamsız buluruz

    susarız

    konuşulanlar öyle abes ve mantık dışıdır ki sadece hayretle dinler ve sessiz bir tepkiyle belli ederiz duruşumuzu.

    susarız

    sessiz bir onaydır susuşumuz;biraz utangaçlık belki ama içten bir katılıştır söylenenlere.

    susarız

    sessiz bir bekleyiş olur susmak;ya kendimizin yada karşımızdakinin ortak değerleri yeniden gözden geçirmesine tanınmış bir fırsattır sessizliğimiz;yada birinin bizi fark etmesi, doğru algılayabilmesi için tanınmış bir süre; susan için endişe ve olasılık hesapları arasındaki gel git lerle biraz da huzursuz bir bekleyiştir susmak.

    susarız

    dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz; öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak;ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar;ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen.

    susarız

    hassas ve kırılgan bir tepkidir;küçücük bir hatırlatmadır belki;fark edilmesi ve onarılması incelik ister;ya yeniden bir kazanıştır yada aleyhte bir delil olarak kalır karşımızdaki için.

    susarız

    bir ilişkide negatiflerin gözümüze batmaya başladığı, karşımızdakine ait aleyhte deliller dosyasının kabarmaya başladığı ve hatta dosyayı masanızdan kaldırmaya gerek duymaz olduğunuz bir noktadasınızdır;bir duruş, bir soluklanmadır susmak;ortak geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğin muhasebesidir;durup yeniden, şimdi bulunduğunuz noktadan bir daha bakmak istersiniz yaşananlara ve eldekilerle geleceğe gitmenin ne kadar mümkün olduğuna;bir içe kaçış ve söylenemeyenlerin biriktirilmeye başladığı yerdir susmak.

    susarız

    ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz;sevdiğimizle yan yana ve can cana yızdır;öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiçbir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız;sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz.

    susarız

    iletişimin tıkandığı yerdeyizdir , hiçbir iletinin bize yeterli gelmediği ve hiçbir iletimizin doğru algılanmadığı;yanlışlıklar, yanılgılar ve kim bilir belki de gerçeklerdir bir fırtınaya tutulmuşçasına savrulup duran;sözler yerini sessizliğe bırakmaya başlar ve siyah, tek nokta konur cümlelerin sonuna;zamanla cümlelerimizin sonuna konan o tek ve siyah nokta büyüyerek bir kara deliğe dönüşmeye başlar;güven ve sevginin içten içe çürümeye başladığı yerdir ve gitmek zamanının ertelenmiş halidir susmak.

    susarız

    kabul edilmiş bir hata yada suçtur susuşumuz ve söylenecek her söz kaybetme riskidir;korku eşlik eder suskunluğumuza.

    susarız

    bir gidişi kabullenmektir susmak, yerinde ve zamanında olduğunun ayırdımında olduğumuz bir gidişin.

    susarız

    hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan;bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız;söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir;hayatın bize bir şey katamadığı ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer;belki de boş gözlerle, algılamadan bir seyirdir hayat o noktada ve belki de amacı ve beklentisi olmayan, bir mesaj kaygısı taşımayan ve hedefi olmayan tek susuştur yaşadığımız.

    susmak; eylemsiz ve durağan bir edim gibi görünse de her susku bir şey anlatır yine de ve her suskunun bir nedeni vardır ve her susku içinde pek çok sesi hapseden sessiz bir eylemdir.
    5 ...
  14. 2.
  15. 66.
  16. ey (olmayan) sevgili !

    belli ki anlatacak çok şeylerin var; ama anlatmayacak, anlatamayacak, susup kalacaksın. biliyorum anlatırsan incineceksin, inciteceksin. böyle zamanlarda konuşmak zordur. sen en iyisi bakışlarına susup anlatamayacaklarının anlamlarını yükle ve yüzüme bak , söyleyemediklerin gözlerinden kalbime aksın, sen yine sus bırak gözlerin anlatsın !
    3 ...
  17. 23.
  18. anlatacaklarınızın, karşınızda bulunanın kulaklarında sadece bir ses olmasından ileriye gidemeyeceğini adınız gibi biliyorsanız içine düşeceğiniz durum.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük