20 yıldır bu dili konuşuyorsun. duyuyorsun, dinliyorsun, okuyorsun, konuşuyorsun.
arkadaş o cümleyi okuduğunda refleks olarak o cümlenin kulağını tırmalaması gerekiyor. ama ben sözelci değilim yeeaaa. ya bi siktir git anadiline hakim olmayan bir dehayı tarih yazmamıştır. siktir git abaküste matematik kabiliyetini konuştur.
ygs'de 2 sorunun geldiği türkçe konusu. dilbilgisi konuları arasında en muğlak soruların yer aldığı; öğrenciyi kararsızlığa iten bir muhtevaya sahip olan konudur aynı zamanda kendleri.
hiç zorlanmadığım, iyi olduğum tek konu sanırım.
konuşma dilinde çok alışık olunan ve hep kullanılan şeyler olduğu için dikkat çekmezler genelde. bu da öğrencileri zorlar, bu konuda başarısız olurlar.
birkaç türü bulunur. bunlar; öge eksikliği, gereksiz sözcük kullanımı, sözcüklerin yanlış anlamda ve yanlış yerde kullanılması, anlamca çelişen sözcükler ve özne-yüklem uyumsuzluğu şeklindedir.
bu konuyu yapamadığım için bende sorun teskil etmeyen durum.. yahu abi cumleye bakıyorum bi sik anlamiyorum anlatim bozukluğu yok ki aq diyorum sonra bir yerden bişi cikiyor sacma bence insan karsidakini anliyosa yeter.
Yazarken çoğumuz yapıyoruzdur belli boyutta fakat verilen parçada bulmak da oldukça zorlayabiliyor. Kimi zaman nasıl kaçırdım ben bunu derken kimi zamansa ohoo ben bunu nasıl bulayım diye sitem ettiriyor.
Biraz çalışmak yeterli. Zaten fazla da çalışılsa kaçırırsan kaçar yapacak pek bir şey yok. Tonla mevzusu var yeni şeyler de ekleyip çıkarıyorlar işin içerisine zaten.
bizde genetik herhalde amk yoksa başka bir açıklaması olamaz. o kadar okuduğum kitap izlediğim film bir türlü önüne eçemiyorum. sanırım düşündüklerimi aynı anda hızlıca aktarma isteğinden oluyor bütün bu karmaşa.
tekrar tekrar düşünülüp süzekten geçirilse hal olabilecek problem.
şu anda, milletimizde bulunan bir kanser hastalığı. okullarda okutulan ders kitaplarında bile mevcut. çok önemli bir husus olmasına rağmen, ne yazık ki yeterince üzerinde durulmuyor.
kimi zaman koca koca sarılan insanlar tanınır, bu bozukluğa. çünkü kendini ifade etmekte acele ediyordur, ya da tam tersi bir şekilde, hiçbir acelesi yoktur o kişinin. başlar konuşmaya, süsler cümlelerini. zamanla, sıfatla, durumla. aklına her ne geliyorsa. ve cümlenin sonuna doğru unutur ya da bir sokak daha dönmek ister ve biz bunu anlatım bozukluğu olarak görürüz. aslında herkes her şeyin farkındadır da işte, söylemeye mecali yoktur, kimsenin. ' burada anlatım bozukluğu var! ' diyenler hariç tabii.
Akraba evliliği ürünüde değilim o kadar kitap okudum okuyorum ama bir türlü önüne geçemiyorum.
Anlatırken oradan Oray'a atlıyor gibi yazıyorum genetik galiba bizde anlatım bozukluğu.
anlatım bozukluğu ile genelde yanlış bilinen bir konu vardır. devrik cümle bir anlatım bozukluğu değildir sınavlarda ve testlerde yanıltıcı şık olarak sürekli çıkar.