anlasilmaz siirler

entry14 galeri0
    1.
  1. beni içinde hiç ettin,
    sokaklara öz, kendine piç ettin.
    1 ...
  2. 2.
  3. gecenin orta yerinde
    yağız atların kişnediği bir vapurda gibi buz tutmuş ellerin
    eğreti...
    yaza küsmüş çiçeklerin suyundan çalınmış
    üç beş damla gözlerimde
    sessizim kar/anlık üşümedeyim...
    yağmursuzum
    kardan adamların avuçlarında
    çöpten adamlar seviyorum
    seni aldatmadan..
    0 ...
  4. 3.
  5. buraya kadarmışsın meğer
    kaymağını ayrıdğım yoğurt gibi
    yatakta ayağım duvara değer
    süt şişeninin küflenmiş dibi

    venividivici
    0 ...
  6. 4.
  7. bana yalnız bana

    büyüdüm sanırım
    ve gözlerim büyüdü
    biraz sade biraz insanıl
    biraz kaldım
    herkes kadar şimdi,
    daha büyük değil bakışlarım
    normal olacak kadar büyüdüm
    kapıları açmışlığım vardı
    bir de
    kapılardan geçmişliğim
    şimdi, benim ebatlarımda her yer
    odalara girmek için ne eğerim başımı ne de görünmemezlikten gelirim
    büyüdüğümün resmi asılı duvarlarda
    büyüdükçe çoğalan hatıralarım asılı
    bir insan nasıl asarsa hatıralarını
    ne nasıl anlatırsa yaşanmışlıklarını
    toplansak şimdi,
    ne kadar çok şey anlatabilirim
    hiç unutmam derim,
    bir gün yine aşık olmuştum
    intiharın eşiğinden döndüğüm gün çekildi bu
    ben çekme dedim, o çekti
    eşikten dönen yüzümün unutulmamak için çekilmiş resmidir bu.

    ama o kadar da hüzünlü değil
    her karede gülen anılarım da var benim
    güldüğüm anları dondurmak değildi niyetim
    donan anlarda gülümsedim

    okumuşluğum var şimdi
    günde en az yirmi sayfa okumuşluğun getirdiği hüzün
    günde en az yirmi defa gökyüzüne bakmayı kaçırmışlığın
    günde en az yirmi defa annemi öpememenin getirdiği sıkıntı
    ben ne yapsam, diğer ihtimale takılıyor gözüm
    sanırım ben pişmanım bayım
    ne yapsam, daha fazlasını yapmadığımdan
    ve daha dolu geçirmediğimden zamanı
    doluysa zaman, yorulduğumdan hüzünlüyüm bu sefer de
    ve insan daha iyi bir vagon bekliyor
    daha iyi bir yastık
    bu bir yolculuksa, her seferde
    başka bir limana gitmek istiyor, başka tatlar, başka meyveler
    ama insan bu, gece olduğunda aynı yatakta
    ve aynı odada uyumak istiyor

    *****
    insan olmanın en zor yanındayım bayım
    ben büyüdüm, ve hiç "ilk aşkım" olmayacak bir daha
    gitgide dolduruyorum kalan haklarımı
    bir kez ev alacağım ve bir kez araba
    saçlarımı üç ayda bir kestireceğim
    ellerimde güneş lekeleri
    hiç beyaz olmayacaklar bir daha

    bir yerde bırakmalıydım
    hep sonraya bırakılan umut
    ben yaşamdan memnun olmanın sıradanlığıyla
    belki kaç kez daha büyümüş olarak uyandım bir sabaha
    sabahları kahvaltı için yaşadım,
    geceleri uyanmak için
    bir kısırdöngünün ortasında, bazen kenarında büyüdüm
    ve şimdi tam anlamıyla büyüdüm sanırım
    gözlerim büyüdü, biliyorum
    aynalar var, tanesi bir milyondan
    bir milyon kere bakıyorum
    her gün
    her an
    her
    a
    slında
    yiten
    an
    giden
    an

    arkasından el sallıyorum bütün anların
    anların beni büyütmediği, meşhur etmediği, sıradanlaştırdığı bir yerden
    herkes gibi bir insan
    ve herkes gibi bir büyüme süreci işte

    hayatı özetliyorum

    elimde kaldı bütün görmüşlüğüm gezmişliğim
    ellerini sallarsam dökülürler diye umu-yorum

    kapıları açmışlığım vardı
    bir de
    kapılardan geçmişliğim
    1 ...
  8. 5.
  9. sen bir baharsın sevgilim
    başın belli sonun belli içimde
    ben ölünce gidecek bütün sevinçlerin

    sen bir dudu kuşu
    ben bir böcek kaldım sevgilim
    ayrı dünyaların insanları olmanın ağırlığı üzerimizde
    bir gülelim bin ağlayalım ama yeter ki ol
    bu dudu halinle
    sen olmadığında bitecek bütün hayallerim

    kuruyorsam içimde doğru yalnızlıklar
    doğrularım içinde sen bir garipsin sevgilim
    ne çözümün var ne çaren, diş ağrısı gibisin
    içinden atmak isteyip de sökemediğin gözbebeği mesela
    bir korku filmi repliğisin, tek başına amaçsız
    tek başına anlamsız, kompozisyon içinde ürkütücü
    sen olmadığında rüyalarla süslenecek bütün rüyalarım

    kabus
    her yer sen
    her yer kabus

    benim içimde büyüyen bir fasülye fidanısın sen
    zaman geçtikçe büyüyen
    zaman geçtikçe korkunç

    zaman hiç geçmesin sevgilim
    duralım bu anda ve durağan kalalım
    ama
    ancak
    sen olmadığında susacak içimde lal yanlarım
    1 ...
  10. 6.
  11. yani sevgilim fena kıstırıldık.
    dünyada bize fena bir kazık atılıyor.
    algılarımıza bir kazık atılıyor.
    ve sanırım sevgilim.
    bizim ateşi bulmamıza daha temiz bir beş bin yıl var.

    atomların halaya kaktıkları bu engebeli evreler.
    bu şeytana pandik atan insan aklının kıyıları.
    koşut alemlerdeyiz ve sen bir alemsin sevgilim.
    yani oldu mu şimdi.
    seviştikten sonra pıtrak bu protonlar.
    bu insan klonları bu ekşi klonlar.
    bu arkaik duygular tirişkadan goygoylar.
    beni sen sevgilim fizik yasalarından arıt.
    beni tenzih et hiroşimalardan.
    sonra yamacıma gel erik ağacından bir fistan.
    bitlerimi ayıkla işlemcime güç ver.
    durduk yere bir karabasana uygula beni.
    ellerin sanılandan uzakmış.
    hatta bu uzak fikri uzaklardan da uzakmış.
    bir yerin sızlıyor gözlerin bir ahu tanesi.
    bir atom taneciği damdan düşer gibi hurra.
    yani bu yüzündeki metal buğu.
    ellerindeki şu gül dalı çiziği.
    ve tahmin etmekten başkaca yol.
    bırakmıyorsa bize sevgili kuantum fiziği.
    büyük ihtimal seni sevmekteyim.
    1 ...
  12. 7.
  13. ben bir nehirdim
    geçmiş zaman kullanıyorum
    çünkü değiştim

    güneş bir görünüp bir yok oldu
    her yok oluşta öylesine ağıt tuttuk ki
    yorulduk üzülmekten
    bir zaman sonra, nasılsa gelecek, dedik içimizden
    içimizden geçenleri okudu güneş
    şimdi, bir karanlık şehiriz bulutların altında

    öylesine çok sevdi ki annelerimiz bizi
    o kadar çok okşadılar ki yapıştı saçlarımız
    bunu masum bulduk.
    şimdi bakmaya kıyamadığımız sevgililerimiz ahenk istiyor
    bir de dans eden saçlar
    kucaklarımızın bir kısmı ağlar şimdi,
    bir kısmı annelerin mezarları dibinde,
    ve daha mutsuz diğer yanımızdan

    bizim gözlerimiz vardı, bakmayı bilemedik
    bir tanrımız vardı, sevmeyi erteledik
    biraz zaman kalmıştı, bakkala gidemedik
    süpermarketlerde olmayan şeyleri beklemedik ve yaşadık bu şekilde
    bütünkelimelerbirbirineyapışıkveanlamsızolduamakullandık
    kullandığımız ne varsa eskidi
    eskiyeni kullanmadık bir daha
    tecrübemiz olmadı, gerekli olanları hikayelerden öğrendik

    bütün bunların içinde bana yer kalmadı
    o kadar hızlı geçti ki zaman
    ben yanından geçmeden
    baktım saat onikiyi vuruyor, benim gitmem gerek
    baktım ki olduğumdan farklı olsam, bana iyi gidecek
    "ne demek, şurada bir başka kimliğim olacaktı,
    değiştirip geleyim sizin için"
    dilerseniz keseyim kaynaklarımı, dilerseniz kuruyayım
    ama düzen bozulmasın
    tek başıma gülmekten kolay geldi
    düşünmeden ağlamak
    sebepleri bilmemek daha mutlu edecekti beni
    bir bunu bildim

    ben bir nehirdim
    şimdi değil
    önceden
    geçmiş zaman kullanıyorum
    çünkü değiştim
    1 ...
  14. 8.
  15. gönül ne batak ister,
    ne kahvehane...
    gönül cigara ister
    herşey bahane!
    **
    0 ...
  16. 9.
  17. Kimse uyanmasın lütfen

    Gecenin bu saati ben duruyorum, yeter
    Kucağımda bir sürü taş var benim
    Her sürüde binlerce koyun
    Gece olur sayarım, gece olur üşürüm bazen
    Yalnız olduğumdan değil, yanımda sesler, belki onlarcası
    Gece üşümek içindir sevgilim

    Sana her defasında yazıyorsam, üzülmen için değil
    Her defasında üzülmen gelmez zaten işime
    O zaman acınası olur gözlerin, o zaman üzülürüm ben de senin için ve kızarım kendime
    Kendime kızarken küçülür gözlerin
    Seni daha az hatırlarım kendime kızarsam
    Biliyorsun sevgilim
    Her şey dönüyor dünyada
    Ben dönüyorum mesela
    Günde kaç kez, dönüyorum ve değiştiriyorum ne varsa
    En sevdiğim yemeklerin
    En çok giydiğim kıyafetlerin
    Ve en çok istediğim şeylerin adını
    Değişiyorsa ve dönüyorsa her şey, sen kal içimde hiç kirlenmemiş
    içimin kirinde kal
    Yetsin
    Başka kirlere bulanmayalım

    Şimdi mesela, oturmuş yazıyorsam sana hep bunlardan
    Bir sonucu yok bu aşkın sevgilim
    Ben imza atamam, yazım olmadı benim
    Böyle duralım ki güzel zaten
    Belki gideriz, ve ben şimdi durduğum yeri özlerim
    Hep bir telaş, hep bir endişe
    Zaten yeterince kir var içimde sevgilim

    Şimdi mesela bir kapıyı açıyorsam
    Hem şiir yazıyorsam hem de kapıyı açıyorsam
    Açılıyorsa kapılar, ki bunun için varlar,
    Ellerimi yıkıyorsam mesela
    Kapıları açınca kirleniyorsa ellerim
    Kapıları benden önce açanların kirlerine bulanmaksa bu
    Ve yeniden kirleniyor ve yeniden yıkıyorsam
    Hergün bir duvar örüyorsam ve yıkıyorsam bir başkasını
    Ki duvarlar bunun için var,
    Ömrümün bir yarısında yıkıyorsam mesela bir şeyleri
    Herkes kadar olduğumdansa bütün bunlar
    Ben teselli beklemiyorum

    Kapılar ben yokken de var
    Yokluğumda da var olacaklar
    Biliyorum
    0 ...
  18. 10.
  19. daha okunmadan anlaşılmayacak olan şiirlerdir. ön yargıların egemen olduğu şiirlerdir.
    0 ...
  20. 11.
  21. çıkma sevgilim çıkma
    portakal ağacına
    düşer de ölür isen
    dayanamam acına.
    0 ...
  22. 12.
  23. ben görmediğim anlarda bana bakma
    benim bilmediğim ayrıntılarla dolu anılarımız olsun istemiyorum
    bilmediğim ayrıntılarla dolu bir anı
    anılarla dolu yüzlerde ayrıntı
    ayrıntılarla dolu bakışlar
    bakışlarla oyulan ayrıntılar
    ayrıntılar arasında küçücük sen
    istemiyorum
    0 ...
  24. 13.
  25. bir gün anladım ki her şey yalan
    anlamadığım her şiir sıfatına büründü şimdi
    biliyorum ki gerçek değil, nasıl yazabilirim
    gerçek olmayanları kötüleyen bir neslin evladı olarak ben
    mahsuscuktan yaptığım kaleler yok, bunu bildim ve öyle büyüdüm diyorum

    dalga gelip de yok edecekse kale yapmanın mantığı yok
    bütün komşu çocukları mahsuscuktan benim kocam
    bütün kocaların eve bir ekmek getirmişliği yok, ne yazar
    akşam olup da anneler çağırdığında, geride sesli bir rüzgar
    geride ben kalırım, annemin sesi kalır
    rüzgara dayanamaz hiçbir ses, elde var hiçbir şey

    hani bu çocukların çığlıkları nerde
    hani ben iktirince parlayan gözleri
    hani azarlayan sesleri megafonların
    hani bir polis baskınında ağlamayan ama ağlayan gözlerim
    hani hapis yanlarım
    hani ben çok küçükken alnıma çizilmiş kader
    hani akşam üzeri tavada menemen
    hani sen

    ben çok küçükken çocuktum
    zaman geçti ve artık biliyorum ki her şey yalan
    çocuk oyunlarıma döndüm yine
    bir anne sesine bile dayanamaz yaptığınız kaleler
    ve "mahsustan" kurduğunuz evler, evcilikler, biliyorum
    0 ...
  26. 14.
  27. agnostic's dream
    Ran blind through the darkness,
    Life spent slow though stalled.
    The edge snaked silently further
    As the time drew nearly nigh...

    Tripped by lack of caution,
    Can't hear can't see can't-
    The mind is lost in the fog.
    Sleep, death; mental, physical.

    Come true all the inevitable
    Foreseen by Him, and him alone.
    False beliefs, fake reality.
    Health and chance, not faith.

    Removed and together united.
    Stay away, no more heaven
    Unbelievably, truth of deception
    And immortality a myth, but why.

    Past and present conscious:
    Anticipation equals fear.
    Total terror unfathomably evil,
    But here not exists the devil.

    Violent confusion unrestrained,
    Thinking thoughts and seeking
    Closure, plead plead plead,
    Beg beg beg, pray pray pray...

    How to think such useless lies
    Would aid this end of life.
    Reality and religion individual,
    Fusing of the line...accepted.

    For the final fear of fate
    A complete compliance of reason.
    Desire of possibility, with hope,
    Avoiding partial negligence.

    Back, a restoration of the curse,
    Too horrific, too much, cease
    Growth on these closing eyes.
    The cycle of thought must end...

    Infinite misery for all eternity,
    When, with no foundation:
    Eyes open to perfect clarity,
    The solution is discovered.

    The secret, The path, The light.
    Realization and awakening, full
    Resolution of abysmal sorrow,
    Of endless affliction and woe.

    Rapid ascension out of shadows,
    I may leave complete. I now have
    Spirit as an acquaintance,
    And Him as my friend.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük