sinirsizliga sahip cogullugun sahip olamayacagi nitelendirmedir anlamsizlik.
bu nitelendirmeye sahip olabilecek tek birim tekilliktir. genelin bile toplanacagi bir kumedir ve insan kavramlarin tekille$tirilmesini bu $ekilde saglar. anlamlilik da bir kumele$tirme olarak algilandiginda, anlamsizlik da bir kar$i kume te$kil eder.
ancak ozunde bu iki kume aslinda aynidir, biz bir $eye anlam veremedigimizde o $ey "anlamsizlik" kumesine girse de ba$ka bir algilayan tarafindan anlamlandirilabilme potansiyeline sahip oldugundan ayni anda anlamlilik kumesine de dahil olabilir.
telefonda bir tartı$ma esnasında "yeter artık atıcam kendimi $urdan!" deyip telefonu kapamak ve msn'den çıkmak. kalalım biz böyle merak içinde. yakında değil ki.
bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben,
şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. *
modern dünyanın depresyona bağladığı ve tedavi edilmesi gerektiğini söylediği hal. yani hastalık olarak görülen hal. bazen insan, psikoloji biliminin yalnızca insanları standart bir huzura oturtmaktan ileri gidemeyen yetersizlik bilimi olduğunu düşünmeden edemiyor. bunu da pavlov'un köpeği misali şartlamalarla, koşulllamalarla yapacaklarsa durum acziyet kokuyor. doğru ve yanlış kavramlarını iki üç pollyannacının eline bırakacaksak vaziyet elzem. doktor avunmak isteyene yardım edebilir. gerisine hasta demek dahi şüpheli. belki de baştan sona insanın düşünme yetisi bir kusurdur. anlamsızlık ise baki.
kendinizi duygusuz sanırsınız. hiçbir olayın sizi etkilemeyeceğini düşünürsünüz. bazen duygusal insanların zayıf olduğu düşünür, kendinizi yüceltmeye çalışırsınız. ama öyle bir olay başınıza gelir ki aslında hiçbişeyin bir anlam ifade etmediğini, hayatın, insanların, herşeyin ne kadar anlamsız olduğunun farkına varırsınız. anlam ifade eden herşeyin aslında gelip geçici olduğunu, eninde sonunda anlamını yitireceğini görürsünüz.
kişinin olaylara ve çevreye ilgisiz olması, çevrenin bir anlam ifade etmemesi. bazen üşürsün ve üşüme hissi umurunda olmaz, bazen ısınırsın ve ısınma hissi umurunda olmaz. ateş etseler ruhun duymaz, yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi silkinde bile değildir o anlar, öyle bir çizgi kalmamıştır. çünkü her ikisi de eşit derecede bir boşluğu ifade eder.
böyle durumlarda müslümanın sarılabileceği en iyi gerekçe şu hadisi şeriftir: "kendini intihar eden, cehennem ateşine atlamıştır". bunun en kötü son olduğunu kavrayan insanoğlu yaşadığı anlamsızlığa rağmen hayata tutunmak için kendine gerekçeler üretmeye mecburdur.
Hayatı karmaşıklaştıran durum.
Bazı şeylerin anlamsız gelmesi sonucu oluşan vurdumduymazlıkla, olayları en az hasarla atlatma gibi avantajı da bulunur.