gururla harcadım elimde kalanı,
çiçekler aldım sarmadı yaramı,
acı bile kendine getiriyor adamı,
bir dikili ağacım yok.
iyileri yakacak,kötülere bakacak,
daha iyi çıktımı,beni bile satacak,
yolun ötesinden yüreğime akacak,
aşka inancım yok.
acıları tatmam gerek
açığı kapatmam gerek
kopunca senden,en hoş yerinden
iki göbekatmam gerek
ne tende duygu,ne de biraz uyku
yürek de lazım çok
nazara inandım,büyüye inancım yok.
ayrılmam
hadi kov beni yüreğinden
hiçbir yere terk etmem
seni zar zor buldum ben
aşktan vazgeçmek yok
(bkz:
serdar ortaç)
bu kadar kontrol niye
salla kendini ileriye geriye
sen benden daha güçlüsün
bir o kadar da paraya düşkünsün
altın kafeste bülbül gibisin
uçamaz kaçamaz göz hapsindesin
kendine başka birisini bul ama iyi düşün yarını da var bunun..
-----------------------------------------------------------------------
------------------------------------------------------------------------
hiçbir şeyim yok ama taş gibiyim
en çok adamdan adam gibiyim
hesapla kitapla işim olmaz
hain değil insan gibiyim
san gibi san gibi san san san gibiyim..
ne şarkının sözlerini yazanın, ne de şarkıyı okuyan şarkıcının* la fontaine'nin herhangi bir kitabını alıp bir kere okuduğunu, anladığını sanmıyorum.
millet gerizekalı nasılsa anımakoyım, yaz kafiyeyi bas gitsin piyasaya! nasılsa bu şarkıcının hayranı olan bi dünya salak genç kız vardır..
şunu da anlamadım ya; "görünenden derin yamaçların" cümlesindeki anlamı açıklayacak olan lütfen özele mesaj atsın. abi bu nasıl mantıktır, nasıl türkçedir ya! *
biliyorum yandı gemiler
beni gören seni bana diler
belki de kapına dayandı çoktan yeniler
bir rüzgar esince saçların
dalga dalga dalgalanır ya
görünenden derin yamaçların
sonra sonra algılanır ya
ne kadar güzel büyülü bir kokun var
sen görmeden bir yel eser senden
nasıl bir ses tonun var ne söylesen
masal gelir la fontaine'den
ateş et ve unut
arkanı dön ve git
yaramı saracak biri var mı diye
geri dönme sakın
başka öç alma hiç
ateş et ve unut
öylece güle güle
(bkz: mustafa sandal)
hahaaa, vallahi ne sözler varmış öyle, okuyup okuyup güldüm. benim favorilerim çelik in dongi dongi şarkısı ile dongi dongi donine diye devam eden diğer bir şarkı, kim söylüyordu unuttum. Ama yazmışlar bu şarkıları.
ismail yeka denen alamancı arkadaşın 'allah belanı versin, allah seni kahretsin, bana gelen sana gelsin yaaar' diye bir şarkısı vardı hiç unutmam, istesem de unutamam.
hakan peker: heey corc versene borç - olmaz maykıl bende de yok!
aslında ben ismail yeka dan sonra bıraktım radyo dinleyip klip izlemeyi. zaping yaparken ne kadar kral tv ye denk gelsem hep mini etekli, böğrü poposu dal taşak meydanda sarışın bi apla bi takım eşyalara sırnaşarak bed sesiyle 'özledim, ara, gel, git, ver, al, aşk' gibi tek tük kelimeleri olan şarkımsı şeyler söylüyorlar.