gündelik yaşamımızda sahip olduğumuz, ama neden yaptığımız konusunda pek de bir fikir sahibi olmadığımız enteresan takıntılardır. mesala bugün kendimde varolduğunu farkettiğim bi tanesini paylaşayım. he eminim çoğunuz da var bu;*
msn de yazışıyorsunuz, ve bir arkadaşınız bi kelimeyi yazarken, kelime içerisinde ki bi harfi yanlış yazdı! hmm işte bu nokta da senin gözün klavye üzerinde o yanlış harfin yerine yazılması gereken harfe gidiyor da, yanlış yazılan harf, yazılması gereken harfin sağında mı solunda mı diye bakıyor musun bakmıyor musun? bakıyorsun bakıyorsun!*
telefonun pantolnun sol cepte olmasi. orda degilse yolda yuruyememek kadar hasass olmak. ayrica cuzdanin sag arka cepten baska cepe koyulunca kayboldu diye paniklemek. ne takinti ama.
işyerime giderken caddenin 2km ötesindeki diğer giriş kapısına yürüyorum, ordan girmediğim zaman günümün uğursuz geçeceği hissiyatına kapılıyorum.
(bkz: bu herif çok yaşamaz)
dolapta katlanmış durumda olan elbiselerin aynı hizada olması, bazen de aynı renkte olanların üst üste dizilmesi. kitaplıktaki kitapların yan yana olanlarının aynı boyda olmasına özen gösterilmesi, masanın üzerinde üst üste duran kitapların isminin düz okunan tarafının çevirili olduğuna dikkat edilmesi, perdenin düzgün çekilmiş olmasına dikkat edilmesi... *