aynı zamanda sorunun muhatabı için gıcık olan anlamsızlıktaki sorulardır.
soru dedik ya, soru kelimesi bile utandı o denli yani.
düşen birisine; - düştün mü? +(yooo öyle uzandım kaldırıma hııırrr)
ya da; - nasıl düştün? +(bak şimdi anlatayım, yok yav en iyisi göstereyim daha iyi olur)
çıldırtan sorulardır. "bir şeye ihiyacın var mı?" en kıllarındandır. olduğunu bilir, ne olduğunu da bilir. sorma be birader o zaman. bir de cevap bekliyorsun utanmadan. ben bile senin adına utanırken, yapma bunu.
kurulan her eylem belirten cümle karşısında sorulan -nasıl? sorusudur.
örnek vermek gerekirse.
kaybolan anahtar bulunmuştur.
-buldum abi anahtarı. çekmecede yedeği varmış.
-nasıl yedeği varmış? *
inanın bedenime 3 beden büyük olan, sokaktaki çocuğa sorsan ay anne şapşala bak nasıl üzerindeki elbise nasıl duruyor denilecek elbiseye bile mükemmel, çok yakışmış , mankenlik yaptınız mı ya da düşünürseniz bekleriz gibi abuk sabuk, sırf elindekini sana kakalamak için süper optimist numarası yapıyorlar. *
''sana on trilyon verecek olsalar ama, sen de onlara bir kere verecek olsan kabul eder misin?''
( anlamı olmadığı kadar, cevabıda bir anlık düşündürebilen soru )