kiminle konustugumuzu bilebilmeliyiz. yalniz dile getirilen dusunceler degil o dusuncelerin nasil yapildigi da onemlidir. karsi dusuncenin nasil yapilandigini bilemememiz yanlis yerde durmamiza yol acar. yanlis yer tutmak, yanlis mudahalede bulunmaktir. yanlis yerden yaptigimiz her hareket ya hedefine ulasmaz ya da yanlis etki yapar. tenis oyununu bir an karsilikli bir iletisim olarak dusunelim. kendi sahamiza dusen topu en iyi karsilayabilmemizin yolu en dogru yerde durmamiz ya da en dogru yere suratle intikal edebilmemizdir.
dusuncenin nasil yapilandigini anlayabilmenin sartlarindan biri, dusunceden once. "kiminle konusuyorum?" sorusunun cevabini belirlemektir. turkiye'de demir yollarina olan ihtiyac konusunda karayolu tasimacilik sirketi olan birisi ile emekli bir makinistle tartistiginiz gibi tartisamazsiniz. kiminle konustugunuzu bilemezseniz, henuz askerligini yapmamis birisi ile yanasik duzen egitimi uzerine, supermarketlerin ne kadar gerekli oldugunu bir bakkalla saatlerce tartisabilirsiniz. bununla tabii ki dusunce aktarabilecegimiz insanlari sinirlamiyorum. yani bakkallarla supermarketleri tartismayin demiyorum. ancak bir bakkalla tartistiginizi bilmeniz size konuyu nasil baslatabileceginiz, nasil devam edebileceginiz ve nasil bitirebileceginiz konusunda onemli kolayliklar saglayacaktir.
karsi dusuncenin nasil yapilandigini anlayabilmek, one surulecek iddialari ve ozel tavirlari geregi gibi karsilayabilmek bakimindan da onemlidir. cezaevinde mahkum olarak bulunmus birisinin, cezaevinde gardiyan olarak bulunmus birisinden daha sert bir cezaevi tartismasi yapmasi anlayisla karsilanir.
eger niyetimiz anlamaksa, gercekten anlamak istiyorsak, kendimizi anlamak istedigimiz insan yerine koyabilmeliyiz. onun yerinde ben olsaydim?.. sorusunun sayisiz faydada sayisiz cevabi vardir. bu soru kadar etkisi sosyal hayatin derinliklerinde dolasan, insan iliskilerini duzenleyici bir guce sahip az soru vardir. her insana her olaya tamamen ve surekli kendi gozlukleri ile bakarak hayati cok katilastiran bunun icin de hep kirilan ve kiran insanlar az midir?ıı
insanın bazen istese de yapamadığı. mesela muhsin yazıcıoğlu şahin k, deniz gezmiş fatih ürek, benzeri başlıklar açmak nasıl bir ruh hali gerektirir. bunu açınca yediğin küfürden veya gördüğün ilgiden ,normal bak üzerine basa basa yazıyorum normal bir insan nasıl zevk alabilir. mesela merak ediyorum bir insan daha ne kadar zavallı olabilir.
erdemdir. herkesin haddi degildir cünkü anlamak/anlayabilmek. bunlardan ziyade cok yalancilasmis bir anlamdir kimileri icin.
*
- olm bak ben de derslerden kactim, okulu salladim. su an görüyorsun; deri ceketim, daginik saclarim, sürekli sigara tutan iki parmagimdaki tütün kokusuyla bir arabanin carpmasini veya üstüme bir göktasi düsmesini bekliyorum. belki de yildirim carpar, ne dersin? bu yüzden toparlan, adam ol kardesim. (ic ses: umarim anlarsin)
- tamam abi anladim. (ic ses: anlamak!!? siktir lan)
iste bunun gibi "anladim" demek ama anlamamak. sadece bir kelime, tek bir anlam..., anlamsizlik.
baska sekilde:
**
- seni sevdim. yüzüne direkt bakamayacak kadar. seninle ilgili kurdugum hicbir hayalimde sen yatagin icinde veya ciplak degildin. kurdugum en temasli halimiz bir masada karsilikli avuclarimizi avuclamis bir halde senin bana heyecanla anlattigin bir seyi tebessümüm ile dinlememdi. sana saygi duydum. saygimla harmanladim sevgimi. anla beni.
ama bu da anlasilmaz. anlamak istememekten mi, bu erdemden yoksun olmaktan mi? kim bilir...?
- ölüyorum haberin yok
- anlamadim!!
- anlayisina koyayim
keske anlasilabilseydi her sey veya anlayabilseydi birileri bircok seyi. anlamak bazen de ileriyi görebilmektir.
***
- baba okula gitmek istiyorum. doktor, ögretmen, ucak mühendisi, basbakan, hemsire, müzisyen olacagim.
- hayvanlara kim bakacak itoglu it
bu durumda ileriyi görebilen bir anlayis sahibi insana bu istek söylenmis olsaydi;
***
- baba okula gitmek istiyorum. doktor, ögretmen, ucak mühendisi, basbakan, hemsire, müzisyen olacagim.
- oku oglum, oku! bak bizleri görüyorsun; aksama kadar, hayvanlarin icinde, tarlada is yoksa da kahvelerde geciyor zamanimiz. sen kendini kurtar aslanim.
ve bunun gibi durumlarda tek keliyemeyle ifade edilebilen bu anlayis, bazen de bir hayat, güzel bir hayat zemini hazirlayabiliyor.
bu tür seylere ragmen nedense herkes anlamamak icin büyük caba sarfediyor. cünkü anlamamak bazen kâra da dönüsebiliyor.
- birak beni gideyim
- seninle daha cok isimiz var
kâr derken; evet böyle direkt maddi karlar vardir. ama tek türü bu degildir. isim koyulmamis o kadar cogu var ki!
nedense bu kelimeyi benimseyerek ögrenmek de gec zamanlara denk geliyor. yani is isten gecmis veya yas ilerlemis veya hatanin farkina tecrube ile varilmistir.
*
- bak arkadasim. zamaninda bana cok dediler "oku adam ol" diye. ben dinlemedim, siktir cektim icimden. simdiki halim seni yaniltmasin. su an iyiysem sebebi o zamanlarki asiligim degildir. belki sans, belki hirs. o zamanki anlayissizligimin bedelini agir sekilde ödedim. hayat kolay olmadi. sen saglama al kendini.
- anladim abi (sie)
**
- artik anliyorum seni. biliyorum cok hata yaptim. gercek sevgiye kucak acacagima baska degerlere önem verdim.
- cok gec......